Türkiye’nin En Büyük Gıda Ar-Ge ve İnovasyon Projesi INNOFOOD kapsamında kurulan Gıda İnovasyon Merkezi ve Türkiye Gıda İnovasyon Platformu – TÜGİP açılış etkinliği TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM), Gebze Yerleşkesinde gerçekleştirildi.
Açılışa Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve TÜBİTAK MAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil’in yanı sıra birçok üst düzey protokol katıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının desteği ile Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında yürütülen INNOFOOD Projesi'ni ülkeye kazandırmaktan büyük memnuniyet duyduklarını belirtti. Varank, Ar-Ge ve inovasyonun olduğu her yerde Bakanlık olarak var olduklarını söyledi.
"Asıl amacımız Türkiye'nin ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını pekiştirebilmek"
Bakan Varank, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla yürütülen tüm bu çalışmaların temel gayesine işaret ederek, "Asıl amacımız Türkiye'nin ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını pekiştirebilmektir. Bunun için de ülkemizi kritik teknolojilerin yalnızca pazarı değil aynı zamanda global bir üreticisi yapmak için şu anda odaklanmış durumdayız. İşte bugün, bu çalışmaların en güzel örneklerinden biri olan INNOFOOD projesiyle huzurlarınızdayız. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) eliyle yürüttüğümüz bu projeyle gıda ve içecek sektörümüzün rekabetçiliğini çok daha ileri noktalara taşımayı hedefliyoruz." diye konuştu.
Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında Avrupa Birliği ile ortaklaşa finanse edilen projenin bütçesinin 27 milyon avro olduğu bilgisini veren Varank, projenin program bünyesinde şimdiye kadar desteklenen en büyük projelerden olduğunu kaydetti. Bütçenin büyük olduğunu ancak Türk gıda imalatı sektörünün potansiyeli yanında yeterli olmadığını vurgulayan Varank, gıda sektörünün, iş insanlarının gayretiyle üretim istihdam ve ihracat performansıyla adeta sanayinin temel direklerinden olduğuna değindi. Yaklaşık 20 senedir net ihracatçı konumunda olan sektörün geçen yılki ihracatının 16 milyar dolara dayandığını ifade eden Bakan Varank, 53 bini aşan firma, 550 binin üzerindeki istihdamıyla gıda üretiminin Türkiye'deki en yaygın ekonomik aktivitelerden olduğunu söyledi. Yüzde 99'u KOBİ statüsünde olan bu işletmelere her yıl 2 bin yeni firmanın katıldığını belirten Varank, "Türkiye açısından tarım ve gıda sektörlerinden elde edilecek gelir artışı toplum refahı ve yaşam kalitesi üzerinde doğrudan etkili." dedi.
"Paydaşlarımızla birlikte kolları sıvadık"
Bakan Varank, bölgesel bazda incelendiğinde gıda sanayi kümelenmelerinin Marmara, Ege, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde olduğunu, bu durumun sektör için ciddi bir darboğaz anlamına geldiğini anlattı. Gıda sanayinin gücünün esasen tarımdan geldiği göz önünde bulundurulduğunda, diğer bölgelerin katkısının da azami düzeye çıkarılmasının sektörün geleceği ve sürdürülebilirlik açısından önemli olduğunu aktaran Varank, şöyle devam etti: "Bu nedenle biz INNOFOOD projesinde, ülkemizin kalkınmada öncelikli bölgeleri olarak tanımlanan ve Ankara'nın doğusunda yer alan 12 'Düzey-2' Bölgesine odaklandık. Biliyoruz ki, bu bölgeler tarım ürünleri ve yerel gıdalar açısından çok zengin ama buralarda ulusal tanınırlıkta markalara sahip firmaların sayısı yeterli değil. Teknoloji yatırımları ve Ar-Ge faaliyetleri konusunda eksikliklerimiz var. Katma değerli ürün geliştirme konusunda bilgi birikimi, insan kaynağı ve strateji o bölgelerde yeterli değil. Bölgesel akredite laboratuvarlar ve insanların örnek alabileceği başarı hikayeleri yeterli değil. İşte INNOFOOD projesiyle bu sorunlara çözüm bulabilmek için paydaşlarımızla birlikte kolları sıvadık. Proje kapsamında geliştirdiğimiz Gıda İnovasyon Merkezi ve Türkiye Gıda İnovasyon Platformuyla sonuç odaklı Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını bu bölgelerde hızlandırıyoruz."
“Ülkemizde ilk defa gıda sanayine yönelik bu kapsamda ve geniş imkanlara sahip bir altyapı kazandırdık”
Bakan Varank, açılışı yapılan merkezin 5 bin 800 metrekare kapalı alanda kurulduğunu, 200 adet makine ve ekipmandan oluşan 9 farklı pilot işleme tesisine sahip olduğunu anlattı. Gıda İnovasyon Merkezinden, sadece 12 Düzey-2 bölgesindekilerin değil tüm Türkiye'de faaliyet gösteren, start-up'lar, firmalar ve KOBİ'lerin de faydalanabileceğini belirten Varank, "Baktığınızda, ülkemizde ilk defa gıda sanayine yönelik bu kapsamda ve geniş imkanlara sahip bir altyapı kazandırmayı başarmış oluyoruz. Bu tesis ve platformla gıda ve içecek sektöründe Ar-Ge ve birlikte geliştirme kültürünün artmasını, katma değerli ürünlerin geliştirilmesini arzu ve temenni ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"Tesisle Türkiye'de çok daha katma değerli işlerin önünü açmış olacağız"
Merkez ve platform sayesinde her şeyden önce gıda sanayi ve TÜBİTAK MAM arasında organik bir bağın tesis edildiğini aktaran Varank, şöyle devam etti: "Böylece sektördeki inovasyon kültürünü yaygınlaştıracağız. Ayrıca, gıda değer zincirinin tüm kritik paydaşları bir araya gelecek ve dünyadaki benzer platformlarla ve uygulamalarla entegre şekilde çalışabilecek. Gıda sanayinin ihtiyaç duyduğu alanlarda mühendis ve teknisyenler için teknik eğitim programları düzenlenecek. Sektöre insan kaynağı yetiştirmeye yönelik önemli bir ihtiyacı buradan karşılamış olacağız. Gıda sektörünün üretimi çeşitlendirilecek ve sektörün katma değerli ürünlerle yeni pazarlara erişimi mümkün olacak. Gıda sanayicilerimiz makine ve insan kaynağı yatırımı yapmadan, işleme hatlarını durdurmadan, büyük ölçekli girdilerle çalışmak zorunda kalmadan, yeni ürün geliştirme ve ürün iyileştirme faaliyetlerini uygun maliyetlerle ve kaliteli bir şekilde ölçeklendirme şansını hem bu tesis sayesinde hem de platformun onlara sunacağı imkanlarla temin edebilecek. Teknolojiye sahip olanlarla teknoloji ihtiyacı olan kurum ve kuruluşlar birlikte çalışacak, birlikte üretecek ve birlikte büyüyecekler. Bu sayede de burada kurduğumuz tesisle Türkiye'de çok daha katma değerli işlerin önünü açmış olacağız.
"Daha gidecek çok yolumuz var"
Bakan Varank, COVID-19 salgınıyla dünya genelinde gıda ürünlerine olan talebin gittikçe arttığına değindi. Sınırlı toprak ve su kaynaklarının üzerine bir de iklim değişikliği sorunu eklenince önümüzdeki dönemde sürekli artan gıda talebinin karşılanmasının çok daha zorlaşacağını belirten Varank, şunları kaydetti: "Dolayısıyla gıda üretiminde sürdürülebilirliğin ve verimliliğin artırılması artık bir zorunluluk. Bu da ancak sektördeki teknolojik altyapının geliştirilebilmesiyle mümkün. Bundan sonra oluşabilecek benzer durumlarda ülke olarak çok daha rahat olabilmek için sürdürülebilir gıda sistemimizi daha da iyileştirmemiz bu alana çok daha farklı yatırımlar yapmamız gerekiyor. İşte bu merkez sektörün adaptasyonu konusunda çok önemli görevler ifa edecek ancak daha gidecek çok yolumuz var. Yeni dünya düzeninin sunduğu fırsatları da doğru şekilde kullanarak bu potansiyelimizi daha da geliştirecek ve ülkemizi bütün üretim alanlarıyla birlikte gıda üretiminde de inşallah dünyanın bir üretim üssü haline getireceğiz." Tüm illerin ülke ekonomisine azami katkı sunmasının büyük önem arz ettiğini dile getiren Varank, "Ekonomimiz ancak siz sanayicilerimizin yatırım ve üretim iştahıyla katlanarak yoluna devam edecektir. Bizler hükümet olarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak her daim yatırımcının üreticinin müteşebbislerin yanınızdayız. Oluşturduğumuz altyapılarla sunduğumuz cazip teşviklerle geliştirdiğimiz nitelikli insan kaynağıyla her imkanı sizlere sunuyoruz, sunmaya da devam ediyoruz. Buna paralel olarak da sizlerden korkmadan, çekinmeden yatırımlarımıza devam etmenizi bekliyoruz. Siz bu iştahı gösterdikçe inşallah Türkiye'nin hedeflerine çok daha hızlı ulaşacağına biz inanıyoruz. İnanmaktan ziyade bunun bir gerçeklik olduğunu zaten bütün projeksiyonlarımızda görüyoruz." diye konuştu.
TÜBİTAK MAM ve bu projede çalışanlara çağrıda bulunan Varank, "Buranın, vatandaşın ve işletmelerin bir tesisi olduğu bilinciyle hareket etmeleri lazım. Buraları adeta uygun üretim ve Ar-Ge tesisleri olarak tüm firmalarımıza pazarlamamız lazım. Onu başarabilirsek inşallah en güzel neticeler bizi bekliyor olacak." dedi.
“Gıda arz güvenliği konusu dünyanın gündeminde”
Törende konuşan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan MANDAL, dünyadaki ana gündemin gıda arz güvenliği olduğuna dikkat çekerek bu anlamda merkezin ne kadar kritik önemde olduğunun altını çizdi. Mandal, “Pandemi sonrasında özellikle biyogüvenlik, siber güvenlik ve gıda arz güvenliği gündeme geldi. Bu proje 2018 yılında başladığında gıdaya ulaşım konusu bu denli önemli değildi. Ama şu an tüm dünyanın ve ülkemizin gündemi bu ve gündem olmaya da devam edecek. Bu girişimin ve araştırma merkezinin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.
“Yeni çalışma modeli ortaya koyuyoruz”
Merkezle ilgili bir diğer önemli konunun çalışma modeli olmasına işaret eden Mandal, “Şu an platin, altın ve standart üye olarak ifade ettiğimiz, 78 üyemiz var. Burada yeni bir çalışma modelini ortaya koymaya çalışıyoruz. Çok büyük firmalarımız da var, KOBİ ölçeğinde firmalarımız da var. Bu araştırma alt yapısında firmalarımız birbirinden öğrenerek birlikte geliştirecek ve birlikte başaracak” dedi.
Ufuk Avrupa olarak ifade edilen 7 yıl boyunca devam edecek olan çerçeve programın ana mottosu olan “co-creation” yani birlikte geliştirme ve birlikte başarmaya iyi bir örnek teşkil ettiğini belirten Mandal, “Sadece gıda olarak değil diğer sektörlere de örnek olacak bir model. Bu nedenle çok kıymetli buluyorum. TÜBİTAK için oluşturacağı geri bildirim de çok kıymetli.” ifadelerini kullandı.
“Girişimci alt yapısı oluşturuyoruz”
Burada aynı zamanda bir girişimci alt yapısı oluşturmaya çalıştıklarını kaydeden TÜBİTAK Başkanı, “16 kadar ofisimiz var, özellikle kuluçka aşamasında MARTEK ile birlikle çalışarak buraya gelecek olan iş fikirlerinin iş planına dönüşmesi sağlanacak. Özellikle de ölçek büyütme aşamasının burada gerçekleştirilmesini bekliyoruz. Hem laboratuvarların ortak alt yapısının kullanılması, hem de ölçek büyütmenin birlikte öğrenilebilmesi gerçekleşecek. Bu açılardan bakıldığında Türkiye için birçok yenilik getirecek. Gıda sektörüyle birlikte diğer sektörlere örnek olacak” dedi.
Mandal, “Ben bu girişimin başlatılmasında başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına, AB Daimi delegasyonuna, bu süreç emek katkı veren tüm paydaşlara ve tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Gıda İnovasyon Merkezi neden önemli?
“Gıda İnovasyon Merkezi”, TÜBİTAK MAM Yaşam Bilimleri Başkan Yardımcılığı bünyesinde ve TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’nde 5 bin 800 metrekare kapalı alanda kuruldu. Merkez, gıda sanayinin sonuç odaklı Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını birlikte gerçekleştirmek üzere altyapı ihtiyaçlarını karşılayacak. Merkez, gıda sektörünün ihtiyaç duyduğu Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları için 9 pilot ölçekli işleme hattı ve ileri gıda analizlerinin yapılabileceği araştırma laboratuvarları ile ülkemizin en kapsamlı Ar-Ge çalışmalarına imkân veriyor.
Gıda İnovasyon Merkezi’nde 200 makine ve ekipman ile donatılmış 9 ürün kategorisinde pilot işleme tesisleri bulunuyor. Gıda İnovasyon Merkezi’nde; Nar ve Meyve Suyu İşleme Hattı, Fındık Ürünleri İşleme Hattı, Minimal İşlenmiş Gıdalar Hattı, Fermente Meyve Ürünleri Hattı, Bitkisel Ekstraksiyon ve Çay İşleme Hattı, Hazır Yemek İşleme Hattı, Deniz Ürünleri İşleme Hattı, Starter Kültür İşleme Hattı ile Süt Ürünleri İşleme Hatları yer alıyor. Gıda İnovasyon Merkezi çeşitli gıda analizlerinin yapılabileceği, ileri teknolojiyi kullanan 84 modern laboratuvar cihazına sahip. Merkez aynı zamanda Marmara Teknokent tarafından gıda sektöründeki girişimciler için tematik kuluçka merkezi olarak kullanılacak.
Projenin bir diğer önemli bileşeni, ülkemiz gıda ve içecek sektöründe yer alan tüm paydaşları kapsayan, iletişim ağı ve kümelenme platformu olan Türkiye Gıda İnovasyon Platformu, TÜGİP.
TÜGİP, firmaların ürün ve fikirlerini hayata geçirmeleri, inovasyon ve Ar-Ge maliyetlerini azaltmaları ve iş birliğinin gücünden yararlanmaları için tek bir kaynaktan “birlikte geliştirme ve birlikte başarma” yaklaşımı ile bütünsel çözümler sunan bir platform.
INNOFOOD Projesi kapsamında TÜBİTAK MAM Yaşam Bilimleri Başkan Yardımcılığı, gıda bilimi ve teknolojisi alanındaki nitelikli bilgi, deneyim ve insan kaynağını sektörün hizmetine sunarak, sürdürülebilir bir gelecek için gıda sektöründe Ar-Ge ve yenilik ekosistemimizin daha büyük hedefleri gerçekleştirmesinin önünü açıyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yürüttüğü Rekabetçi Sektörler Programı çerçevesinde hayata geçirilen INNOFOOD Projesi, yüzde 85 Avrupa Birliği ve yüzde 15 Türkiye Cumhuriyeti’nin eş finanse ettiği, 27 milyon Avroluk bütçe ile Türkiye’nin gıda ve içecek sektörüne yönelik yeni AR-Ge ve inovasyon odağı olarak öne çıkıyor.