Milli Teknoloji Hamlesi’nin öncü kuruluşlarından olan TÜBİTAK, kurulduğu 24 Temmuz 1963’den bu yana ülkemizin bilim ve teknolojideki yönünü belirleyen, değişen çağa ayak uydurarak projelerinde ve politikalarında daima ülke yararını gözeten bir kurum olmuştur. TÜBİTAK, gelişmişlik düzeyinin belirlenmesinde en önemli ölçüt olan bilim ve teknolojinin, ülkemizdeki teminatıdır. Her düzeyde araştırmayı ve araştırmacıyı destekleyen TÜBİTAK, bugüne kadar yaptığı katkılarla, üniversitelerimizin ve sanayimizin araştırma yapma kapasitelerini geliştirdi. Her yaşta bilim insanlarımızın sayıca ve nitelikçe artmasına katkı sağladı.
2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan, alışkanlıklarımızın ve yaşam tarzlarımızın değişmesine yol açan COVID-19 salgını, küresel güçlüklerden çıkış yolunun bilim ve teknolojiden geçtiğini bir kez daha gösterdi. COVID-19 salgınının hız kazandırdığı “birlikte çalışma, birlikte öğrenme ve birlikte başarma” yaklaşımımız sayesinde COVID-19 Türkiye Platformu’nu oluşturduk ve bu platformda yürütülen aşı ve ilaç çalışmalarında dünya ile rekabet ettiğimiz önemli ilerlemeler kaydettik. Bu zorlu süreçte normal koşullar altında uzun yıllar süren aşı ve ilaç çalışmalarında kısa zamanda büyük başarılar elde ettik.
TÜBİTAK COVID-19 Türkiye Platformunda küresel salgının başlamasından bu yana, birlikte geliştirme ve birlikte başarma yaklaşımıyla yürüttüğümüz yenilikçi aşı adaylarımızın arasında yaygın kullanıma en yakın olan aşı adayımız virüs benzeri parçacık (VLP) aşı adayımız, VLP türünde klinik aşamaya geçen dünyadaki 4. aşı adayı oldu. Faz 1 çalışması 27 Mart 2021 tarihinde Ankara Onkoloji Hastanesinde başlayan VLP aşı adayımızın Faz 2 çalışması 26 Haziran 2021 tarihinde başladı. Faz 2 çalışmasında VLP aşı adayımızın virüsün İngiliz varyantında bulunan mutasyonuna karşı ayrıca geliştirilen tasarımını da dâhil ettik. Faz 3 çalışmasına VLP aşı adayımızın Delta varyantına karşı tasarım içerecek şekilde dâhil edilmesi mümkün olabilecek.
TÜBİTAK COVID-19 Türkiye Platformunun diğer aşı adayları olan yenilikçi inaktif, adenovirüs DNA, rekombinant Spike, ASC zerrecik teknolojisi ve mRNA aşı adaylarının süreçleri de hızlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyor.
Toplam 49 kurum ve kuruluştan 436 araştırmacının 17 aşı ve ilaç geliştirme odaklı projelerde bir araya geldiği COVID-19 Türkiye Platformunun, ilaç geliştirme projelerinde de önemli gelişmelere imza atıldı. Hekimlerimiz tarafından kullanılan tedavi yöntemleri arasında önemli bir yeri olan, Favipiravir etken maddesini içeren ve yerli kabiliyetlerle geliştirilen çok basamaklı sentez yoluyla sentezlenen ilacımız, hastalarda kullanılmaya devam edilerek ülkemiz genelinde etki oluşturmaya devam ediyor. Bu gelişmeye ek olarak, toplamda 20.000’den fazla molekül, araştırmacılarımız tarafından sanal olarak taranmış olup, Ribavirin ve Montelukast anti-viral tedavi imkânları da tespit edildi. Her iki ilaç adayının hastalar üzerinde denenmesine yönelik TİTCK onayı ile Faz 2 çalışmaları devam ediyor. Ayrıca yenilikçi bir ilaç adayı olarak da Grifftsin çalışmalarında da önemli bir aşamaya gelindi.
Bu süreçte elde edinilen deneyim sadece bu dönemle sınırlı kalmayıp gelecekteki bu tür tehditlere çok daha önceden hazırlık olmamızı ve ülkemizin aşı ve ilaç ithal eden değil, aşı ve ilaç geliştiren ve üreten bir yetkinliğe dönüşümünü sağlayacaktır.
COVID-19 ile mücadelemizde meyvelerini topladığımız birlikte çalışma, birlikte öğrenme ve birlikte başarma yaklaşımımızı, ülkemizin bir diğer önemli güçlüğü olan depreme de taşıdık. İzmir’de, 30 Ekim 2020 tarihinde, Sisam Adası ile Kuşadası Körfezi arasındaki bölgede meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremin ardından, bu bölgedeki deprem tehlikesini ortaya koymak ve fay hatlarını incelemek üzere TÜBİTAK koordinasyonunda Türkiye Deprem Platformu’nu oluşturduk.
Desteklerimizin sadece kapasite oluşturma ile yeterli olmayacağı, bunun mutlaka teknoloji odaklı ürün ve hizmetlere dönüşmesi gerektiği bilinci ile destek programlarımızı yakın zamanda yeniledik. Bu programlarımızın geliştirilmesi sürecini de ilgili paydaşlarımızın görüşlerini alarak istişare ile gerçekleştirdik. Başlattığımız, çıktı ve iş birliği temelli yüksek teknoloji platformları, sanayideki nitelikli insan kaynağının arttırılmasına yönelik sanayi doktora programı, erken aşama teknoloji tabanlı girişimci destek programları bu amaca yönelik attığımız adımlardır.
Ülkemizin milli teknoloji hamlesi kapsamında her yaş grubunda insan kaynaklarımızın bilim ve teknoloji tabanlı geliştirilmesine yönelik olarak da mevcut destek programlarımızı geliştiriyor ve yeni programlar oluşturuyoruz.
Bilim temelli bilgi ve teknoloji üretimi ile Ülkemizin gelişmesine kritik katkı sağlayacak, analitik düşünen, toplum ve çevre bilinci gelişmiş geleceğin lider bilim insanlarının yetiştirileceği TÜBİTAK Fen Lisesi TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’nde kuruldu. Ülkemizin bilim yıldızları olarak yetiştirilecek 90 öğrenci TÜBİTAK Fen Lisesi’nde eğitim almaya hak kazandı.
TÜBİTAK’ın paydaşları arasında yer aldığı, dünyanın en büyük havacılık festivallerinden TEKNOFEST, bu yıl 21-26 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek. TÜBİTAK, TEKNOFEST’in dördüncü yılında da birbirinden renkli ve heyecanlı, bilim ve teknoloji odaklı 11 yarışmanın yürütücülüğünü üstleniyor.
Bu dönemde araştırma projesi ve bilim olimpiyatları yarışmalarında ülkemizi temsil eden öğrencilerimiz çok önemli başarılara imza attılar. Dünyanın en büyük bilim ve mühendislik yarışması olma özelliğini taşıyan ve her yıl 80’den fazla ülkeden, 1.100’ün üzerinde projeyle yaklaşık 1.800’den fazla öğrencinin katılımıyla gerçekleşen Regeneron ISEF Bilim ve Mühendislik Yarışmasına öğrencilerimiz bu yıl 14 proje ile katıldı. Bu projelerden 10’u 13 ödüle layık görüldü. Öğrencilerimiz bilim olimpiyatlarında da katıldıkları hem uluslararası hem de bölge yarışmalarından madalya alarak ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiler.
Yetkinliklerimizi, sadece ülkemizin kendi insan kaynakları ile değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki nitelikli araştırmacıları ülkemize çekerek, Türkiye’yi bir çekim merkezi haline getirerek gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz. Bu hedef doğrultusunda uluslararası alanda bilim ve teknoloji odaklı iş birliklerimizi güçlendiriyor, daha etkin bir konuma gelebilmek için stratejik bir bakışla ortak projeler geliştiriyoruz.
Çalışmalarımızda inandığımız ana etken Türkiye’nin gelişmesinde bilim, teknoloji ve yeniliğin en önemli unsur olmasıdır. Bu inançla ve “Çığır açıcı bilimsel atılımlarla Türkiye’nin milli teknoloji hamlesine ve dönüşümüne liderlik edecek öncü kurum olmak” vizyonumuz doğrultusunda, Türkiye’nin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerini gerçekleştirmede tüm gayretimizle çalışmaya devam edeceğiz.
Uluslararası alanda Türkiye’yi layıkıyla temsil etmeye, ulusal bilim ve teknoloji politikalarımıza katkı sağlamaya, Ar-Ge çalışmalarıyla toplumda farkındalık oluşturmaya, ürettiğimiz yerli ve mili teknolojilerimiz sayesinde hep beraber güçlü Türkiye’yi inşa etmeye, birlikte çalışmaya, birlikte öğrenmeye ve birlikte başarmaya devam edeceğiz.
Bu süreçte Kurumumuza her zaman desteği sunan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank’a ve araştırma ekosistemimizin tüm paydaşlarına teşekkür ediyorum.
Bu duygularla, Başkanı olmaktan dolayı gurur duyduğum TÜBİTAK’ın 58. kuruluş yıldönümünü kutluyor ve nice yıllara bilim ve teknolojiyle yürümesini diliyorum.
Prof. Dr. Hasan Mandal
TÜBİTAK Başkanı
Source: New feed