İklim değişikliği ve yeşil dönüşüm başlıkları altında TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından son beş yılda 500’ün üzerinde araştırma projesi yaklaşık 650 milyon lira ile desteklendi.
Türkiye’nin önümüzdeki süreçlerde iklim değişikliği ve çevre sorunlarıyla daha iyi mücadele edebilmesi için farklı disiplinlerin de iş birliğine gitmesinin zorunluluk olduğunu kaydeden Prof. Dr. Mandal, “Bu doğrultuda TÜBİTAK çatısında sorunları çok disiplinli olarak tüm boyutlarıyla ve her bir bileşeniyle ele alan bir yönetim ve yönetişim anlayışı geliştirdik. Bu kapsayıcı ve yenilikçi politikamız; Temel Bilimler, Mühendislik Bilimleri, Sağlık Bilimleri gibi disiplinlerin yanı sıra, ele aldığımız meselelerin Sosyal ve Beşeri Bilimler perspektifini de çalışmalarımıza dâhil etmemize imkân sağlıyor. Sağlık Bilimleri ve Mühendislik gibi alanlarda pek çok soruna çözüm bulmak için çalışmalar yürütülüyor. Fakat bu alanlarda yapıcı çözümlere sosyal ve beşeri bilimlerin de katkılarıyla ulaşabiliriz. İklim değişikliğiyle mücadele ederken bu konuda toplumsal bilinç oluşturulması ve toplumsal etkilerinin de değerlendirilmesi gerekiyor. Bu sebeple tüm çalışmalar Sosyal Bilimler perspektifini de içermeli” dedi.
“Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum noktasında öncelikli olarak aksiyon alan kurumlar arasındayız”
Avrupa Komisyonu tarafından 2019 yılı sonunda Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde 2050’ye kadar net sera gazı emisyonlarının sıfırlanması ve ekonomik büyümenin kaynak kullanımına bağlılığının sona ermesi gibi temel hedefleri içeren yeni bir büyüme stratejisi yayınlandı. Bu stratejiyle birlikte iklim açısından nötr olma; kirliliği azaltarak insan hayatını, hayvanları ve bitkileri koruma noktasında adil ve kapsayıcı bir geçişin sağlanması hedeflendi. Bu hedef kapsamında ilk aksiyon alan kurumlar arasında TÜBİTAK’ın olduğunu vurgulayan Mandal, “İlk etapta süratle Avrupa Yeşil Mutabakata Uyum Kapsamındaki Öncelikli Ar-Ge ve Yenilik Konuları Rehber Dokümanını hazırladık. İlgili doküman;
-İklim Değişikliği, Çevre ve Biyoçeşitlilik: İklim Değişikliği, Karbon Salımı ve Sera Gazı Emisyonlarının Düzenlenmesi Amacına Katkı Sunacak Çalışmalar
-Temiz ve Döngüsel Ekonomi
-Temiz, Erişilebilir ve Güvenli Enerji Arzı
-Yeşil ve Sürdürülebilir Tarım: Tarladan Sofraya Sürdürülebilir Tarım
-Sürdürülebilir Akıllı Ulaşım şeklinde kapsamlı ana başlıklardan oluştu. İlgili başlıkları esas alarak ilk defa 2021 yılında ARDEB bünyesinde yürütülmekte olan 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında Yeşil Mutabakata Uyum Kapsamındaki Öncelikli Ar-Ge ve Yenilik Konuları ile doğrudan ilişkili projelere öncelik verdik. 2021 yılından bu yana desteklenen tüm akademik tabanlı projelerin yüzde yirmi beşi belirtilen konulara odaklandı. Bu kapsayıcı ve yenilikçi politikamız araştırmacılar tarafından da benimsenerek, bu yılın son 1001 çağrısında proje başvurularının yüzde ellisine yakını Yeşil Mutabakata Uyum Kapsamındaki Öncelikli Ar-Ge ve Yenilik Konuları ile doğrudan ilişkili oldu” diye konuştu.
İklim değişikliği ve çevre sorunlarının, büyük küresel güçlükler arasında yer aldığının altını çizen Mandal, şunları söyledi: "Kurumların sadece kendi görevini yapması artık yetmiyor. Birlikte iş yapma modeline geçilmesi, ortak alt yapı ve insan kaynağı kullanılması gerekiyor. Bu yaklaşımla TÜBİTAK ve TAGEM iş birliğinde açtığımız Tarımsal Araştırmalar çağrısı kapsamında Tarım ve Gıda Sektörü Hedef Odaklı Destekler için Öncelikli Teknoloji Alanları, Ar-Ge ve Yenilik Konularında diğer başlıkların yanı sıra “İklim Değişikliğinin Tarımsal Üretim Sistemlerine Etkilerinin Değerlendirilmesi” özel bir başlık ekledik. Bu kapsamda;
-İkim değişikliğinin tarım ürünleri ve gıda üretimine etkilerinin değerlendirecek sistem tasarımı ve dijital teknolojilerle gerçekleşmesi
-Olası iklim değişikliği senaryoları üretilmesi ve bunlara uyum stratejilerinin geliştirilmesi
-Tarım sektörü paydaşlarının iklim değişikliklerine uyum kapasitelerinin değerlendirilmesi ve geliştirilmesi
-İklim değişikliğinin tarım ürünleri ve gıda değer zinciri üzerine etkisinin modellenmesi alt başlıklarına yer verdik.”
“TÜBİTAK olarak 3 Kasım’da “Tek Sağlık” sanal konferansı düzenledik”
Pandemide çevre sağlığının önemli bir bileşen olarak karşımıza çıktığına vurgu yapan Prof. Dr. Mandal, “İklim değişikliği tehdidine değinmeden ve çevre sağlığını düzeltmeden hastalıklarla mücadele edemeyiz. Şu an gıda arz güvenliğinde yaşadığımız güçlüğü çevre ve iklim konularından ayırmak mümkün değil. Çözümü bittiği noktada değil başında aramalıyız.” dedi. Tek sağlık kavramının önemine işaret eden Mandal, “TÜBİTAK olarak Dünya Tek Sağlık Günü ilan edilen 3 Kasım günü ‘Tek Sağlık’ sanal konferansı düzenledik. Bu konferansta tek sağlık kavramıyla uyumlu olarak desteklediğimiz projeleri kamuoyu ile paylaştık ve farkındalık oluşturmayı amaçladık… Bu amaçla Türkiye yeşil kalkınma hamlesi ve 2053 hedefi doğrultusunda TÜBİTAK olarak politikalarımızla, araştırmacılarımıza sağladığımız desteklerle ülkemizi bir üst aşamaya taşımaya gönüllüyüz” değerlendirmesinde bulundu.
TÜBİTAK’ın bu kapsamda destek vermeye devam ettiğini kaydeden Mandal, “İklim değişikliği ile mücadele ve uyuma hizmet eden kilit ve çığır açıcı teknolojilerin hayata geçirilmesinde Ar-Ge, insan kaynağı, teknoloji girişimciliği, platforma dayalı iş birlikleri, araştırma altyapılarının ortak kullanımı, finans ile ilgili kolaylaştırıcı ve destekleyici adımlar atılacaktır. İnsan, hayvan-bitki ve çevre sağlığı odağında yapay zeka tabanlı çözümler dahil olmak üzere etkili kontrol stratejileri, uzaktan algılama tabanlı mekânsal planlama ve akıllı çözümler hedeflenmiştir.” ifadelerini kullandı.
Konferansta 26 farklı üniversiteden bilim insanlarının 34 bilimsel sunumunu içeren 3 eş zamanlı oturum düzenlendi. Konferans yaklaşık 4 bin kişi tarafından takip edildi.
TÜBİTAK, COP 27’de
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, iklim krizine karşı ortaya konulan planların güçlendirilmesi ve somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ilişkin müzakerelerin yapılacağı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı’na (COP27) katılacak. Mısır’ın ev sahipliğinde düzenlenecek ve 6-18 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan COP27’ye 197 ülke temsilcisi katılıyor. COP 27 Konferansı’nda Türkiye Standı açılarak, Türkiye’nin iklim değişikliği ile ilgili yaptığı çalışmaların uluslararası düzeyde aktarılabilmesi ve tanıtılabilmesi amacıyla yan etkinlik programı hazırlandı. Programda; 2’si çevrimiçi olmak üzere 65 panel, 1’i çevrimiçi olmak üzere 12 sunum, toplamda 77 yan etkinlik planlanıyor.