Türkiye’nin bilim ve teknolojideki amiral gemisi TÜBİTAK 61 yıldır ülkemizi afetlere karşı da hazırlıklı hale getirmek için çalışıyor. Son dönemde artış gösteren yüksek teknoloji adımlarımız ile Türkiye deprem gerçeğine daha hazırlıklı hale geliyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda TÜBİTAK deprem çalışmalarını çok boyutlu olarak sürdürüyor.
TÜBİTAK BİLGEM Afet Yönetimi Programı
TÜBİTAK teknolojinin son ürünü bu çalışmalarını bir program çatısı altında toplayarak TÜBİTAK BİLGEM Afet Yönetimi Programını oluşturdu. Bu program deprem, yangın, su baskını gibi afet olaylarının öncesi ve sonrasında afetzedeye ve arama kurtarma ekiplerine yardım amacı ile geliştirilebilecek teknolojilerde çalışmalar yapmayı amaçlıyor. Bu program kapsamında AkuSTECTS, CANDORA, ATEAS ve ARİT Projeleri yürütülüyor.
AkuSTECTS ile enkaz aramaları daha kolay hale gelecek
Akustik Sismik Sensör Tabanlı Enkaz Altında Canlı Tespit Sistemi (AkuSTECTS) projesi kapsamında akustik ve sismik sensörlerle enkaz altında canlı insan olup olmadığını tespit etmekte kullanılabilecek prototip bir ürün ortaya çıkarıldı. Türkiye’de ilk kez geliştirilen bu sistemin yurtdışında ise sadece iki muadili bulunuyor.
Protip ürün, üç adet jeofon sensör, bir adet akustik sensör, bir adet kulaklık ve tüm sensörlerden kablosuz olarak alınan bu işaretleri ekranda kullanıcı arayüzünde gösterebilmek için bir adet operatör panelinden oluşuyor. Operatör paneli jeofon sensörler ile kablosuz olarak haberleşiyor.
Prototip sistem enkaz alanında test edilerek farklı senaryolarda fonksiyonel olarak çalıştığı kanıtlandı. Özellikle sismik sensör (jeofon) uygulamasının enkaz içinde başarılı olabileceği hatta muadil sistem ile karşılaştırıldığında daha yüksek hassasiyete sahip olduğu test edildi.
Prototip ürünün elektronik devreler bazında yeniden tasarlanarak çevresel testlere girmeye ve seri üretime hazır bir ürün ortaya çıkarılarak, potansiyel müşteri kuruma teslim edilmeye uygun olması hedefleniyor. Akustects projesinin yaygınlaştırılması için AFAD ile görüşmeler devam ediyor.
Enkaz Altı Canlı Tespiti Doppler Radarı (CANDORA)
TÜBİTAK BİLGEM bünyesinde yapılan çalışmalar sonucunda enkaz altında canlı varlığının tespitini yapabilen bir prototip radar sistemi geliştirildi. Bu radar prototipinin çalışma performansı laboratuvar ortamında yapılan deneylerle ve AFAD, belediyeler gibi arama kurtarma ekiplerine ait enkaz ortamlarında yapılan test çalışmaları ile doğrulandı. Prototip radar sistemi enkaz üstüne veya enkaz etrafına yerleştirilerek sistem ile enkaz içinde veya altında canlı olup olmadığının tespit edilebildiği görüldü. Yapılan deneysel çalışmalara göre, geliştirilen prototip radar sistemi enkaz içinde bulunan canlının nefes alıp verme hareketi gibi minör hareketlerini ve el, kol hareketleri gibi uzuv hareketlerini tespit edilebiliyor. Aynı zamanda canlının konumu hakkında da bilgi verebiliyor. Ayrıca kullanılan teknoloji ve sistemin sahip olduğu temel parametreler sayesinde muadillerine göre daha etkin penetrasyon yeteneğine ve yüksek menzil çözünürlüğüne sahip olduğu değerlendiriliyor.
Akıllı Telefon Enkaz Arama Sistemi (ATEAS)
Proje ile enkaz altında kalan afetzedelerin akıllı telefonundaki mobil uygulama ile iletişime geçilerek, afetzedelerin durumlarının ve konumlarının belirlenmesi amaçlanıyor. Sistem GSM şebekesi çalışamaz durumda iken canlı tespit etmeyi öngörüyor.
Proje kapsamında iki mobil (Android) uygulama tasarlandı. Bir uygulama afetzedelerin kullandığı İMDAT uygulaması, diğer uygulama Arama/Kurtarma ekipleri için tasarlanmış YARASA uygulaması.
İmdat Uygulaması; deprem, kalp krizi, kaçırılma ve takip edilme vb. durumlar için kazazedenin durumu hakkında farklı şekillerde bilgi gönderen bir mobil (Android) uygulamadır. GSM aracılığı ile tek tuşla kazazedenin yaşadığı herhangi bir kaza/afet durumunda konum bilgisini, önceden uygulamaya kayıt ettiği telefon numaralarına SMS ile göndermektedir. Deprem durumunda GSM erişimi yoksa uygulama dinleme moduna geçerek ortamdan aldığı akustik sinyalleri analiz eder ve Yarasa uygulaması ile haberleşme sağlanır. Uygulama aynı zamanda verici modunda afetzedenin bilgilerinin, canlılık durumunun ve Yarasa uygulamasını kullanan kişiye ne kadar mesafede olduğunun tespit edilmesi için gerekli mesajları içeren akustik sinyalleri de gönderir.
Yarasa Uygulaması; enkaz altında bulunan kişileri tespit etmeyi, iletişime geçmeyi ve afetzedenin ne kadar mesafede olduğunu belirlemeyi sağlayan bir mobil (Android) uygulamadır. Yarasa uygulamasında “Tetikleme” modu ile tetikleme mesajını içeren bir akustik sinyal gönderilir ve enkaz altındaki İmdat uygulamalarından gelen cevapları alarak enkaz altındaki afetzedelerin listelenmesi sağlanır. İletişim kur modu ile enkaz altındaki her bir afetzedenin canlılık durumu bilgisi alınır. Yakınlık Ölç modu ile afetzedenin telefonundaki İmdat uygulamasından gelen sinyalin şiddetine göre ilgili afetzedenin mesafesi tespit edilir. Alınan sinyal seviyesine göre enkaz resimleri üzerinde işaretlemeler aracılığı ile ilgili afetzedenin yerinin tam olarak tespit edilmesi sağlanır.
Her iki uygulamanın geliştirme çalışmaları tamamlanmış olup enkaz içerisindeki performans testleri yapıldı.
Afet Risk İzleme ve Tahmin Sistemi (ARİT)
Projenin amacı, deprem, sel, heyelan vb. afetlere ilişkin çeşitli veri kaynaklarının gerçek zamanlı olarak işlenmesini ve yapay zeka teknikleri yardımıyla afet risklerinin tahmin edilmesini sağlayan bir sistem kurmak. Sistem, sürekli bir hizmet olarak çalışacak, ölçeklenebilir ve farklı afet tipleri için uyarlanabilir olacak şekilde tasarlandı.
Proje kapsamında kurulacak akıllı ölçüm istasyonlarında mevcut bulunan Elektrostatik Kayaç Gerginlik (EKG), Meteorolojik duyarga ve Sismometre gibi sensörler üzerinden sürekli olarak veri ölçümleri yapılacak. Ölçülen sensör verileri ile jeodezik gerinim ve şekil değiştirme, uydudan gözlemlenen manyetik akı (MF) ve hava sıcaklığı gibi harici veriler anlık olarak replika veri işleme/yönetim sistemine sayesinde, İTÜ ve TÜBİTAK’ta kurulacak veri merkezlerinde senkronize olarak depolanacak.
Toplanan veriler ön işlemlerden geçirildikten ve belirlenen afet çeşitleri için etiketlendikten sonra PECNET, RNN ve LSTM vb. öngörücü yapay zeka modellerinin eğitiminde kullanılacak. Eğitilen yapay zeka modelleri ile belirlenen afetlerin belirli bir zaman penceresinde oluşma riskleri anlık olarak tahmin edilecek ve risk endeksleri oluşturulacak.
Gözlem ve uyarı hizmeti sistemi ile öngörülen risk endeksleri sürekli olarak izlenecek ve tanımlanan koşullarla birlikte bir afetin risk düzeyine karar vermek için kullanılacak. Herhangi bir bölgede, bir afet riskinin belirlenen eşik değeri aşması durumunda belirlenen merkezlere uyarı bildirimi yapılacak.
Sistem devreye girip başarılı tahminler yapabilecek seviyeye ulaştığında,
- Doğal afetlerden kaynaklanan can ve mal kayıplarının azalmasını sağlayacak.
- Ölçeklenebilir bir veri toplama ve işleme sisteminin geliştirilmesi sayesinde, altyapının deprem, sel, tarımsal riskler gibi afet risk türleri için kullanılması mümkün olacak.
- Afetlerle ilgili kritik veriler 10 yıldan fazla gibi uzun bir süre için toplanacak.
- Toplanan ham ve/veya işlenmiş veriler, başta afet tahmini olmak üzere çeşitli amaçlara yönelik araştırmaları desteklemek üzere çeşitli üniversiteler ve araştırma kuruluşları ile paylaşılabilecek.
Depremlere göre sismik tehlike ve hasar dağılım tahmini haritaları oluşturma çalışmaları
İl ölçeğinde Sismik Tehlike ve Zemin sınıflaması konusunda 2000 yılından itibaren Yalova, Kocaeli, Bursa, İstanbul, Balıkesir Belediyeleri ile hem deprem tehlikesi hem de heyelan tehlikesi konusunda projeler gerçekleştirdik. Deprem master planı hazırlık çalışmaları kapsamında 2020 yılında başlatılan Gaziantep İli Sismik Tehlike Değerlendirme projesinde, bina ve altyapı özellikleri de hesaba katarak senaryo depremlere göre sismik tehlike ve hasar dağılım tahmini haritaları oluşturma çalışmalarına devam ediyoruz.
DEPAR Projesi
Büyük Deprem Sonrası Acil Gözlem Araştırmaları (DEPAR) projesi kapsamında, ülkemizin herhangi bir bölgesinde gerçekleşecek büyük bir depremin hemen ardından bölgeye intikal edip, en kısa sürede depremin merkez üssünü çevreleyen geçici sismolojik gözlem ağları ile artçı depremleri kayıt altına alıyoruz. Sismolojik ağlardan toplanan verilerle, bölgedeki aktif faylar belirlenerek yerleşim alanlarını ve büyük yatırım tesislerini tehdit eden potansiyel deprem tehlikesi açığa çıkarılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son olarak 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri sonrasında gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ile bölgede meydana gelmekte olan artçı sarsıntıların konumlarını yüksek hassasiyetle belirlemek, ilişkili oldukları fay segmentlerini ve bu segmentlerin çalışma mekanizmalarını detaylı şekilde ortaya koymak ve deformasyonlar gerçek zamanlı olarak izlenmek amacı ile bölgede çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
136 adet sismoloji istasyonu kuruldu
TÜBİTAK MAM, University of Missouri ve Georgia Tech işbirliği ile hayata geçirdiğimiz NSF (National Science Foundation) RAPID proje çalışmalarına Mayıs ayında Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Kayseri, Osmaniye, Adana, ve Hatay illerini kapsayan alanda toplam 136 adet sismoloji istasyonu kurularak başlandı. Deprem gözlem çalışmalarımız, Temmuz ayında kırık zon boyunca detaylı araştırmalar gerçekleştirmek için kurulan 72 ek istasyon ile devam etti. Saha çalışmaları Eylül 2023 tarihinde tamamlandı. Gerçekleştirdiğimiz çalışma kapsamında bölgede kullanılan son teknoloji ölçüm sistemleri ile toplanan veriler deprem parametrelerinin yüksek hassasiyetle belirlenmesini ve yakın alan ölçümler sayesinde fay sistemlerindeki sismik etkinliğin detaylı şekilde ortaya konmasını sağlayacak. Toplanan tüm verilere, AFAD Deprem Araştırma Dairesi ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (BÜ-KRDAE) sismolojik ağları tarafından işletilen bölgeye yakın istasyonların verileri dahil edilerek yüksek hassasiyette deprem parametreleri saptanmaya yönelik çalışmalara devam ediyoruz. Bu denli yoğun bir sismolojik ağ ile toplanmış olan veriler yapay zekâ algoritmaları kullanılarak analiz edilmekte, uzmanlarımız tarafından değerlendirmekte ve bu sayede depremler yüksek hassasiyetle saptanabiliyor. Yapılan çalışmalar fay mekanizma çözümleri, gerilme dağılımları, sismik boşlukların ve enerji transferlerinin dağılımı gibi önemli bilgilerin ortaya konmasına olanak sağlıyor.
Öne çıkan projelerimiz:
- Kahramanmaraş ve Hatay depremleri havayolu ulaşımının afet yönetimi ve acil durum müdahalelerinde vazgeçilmez bir rol oynadığını bir kez daha gösterdi. Bu çerçevede oluşturulan proje ile havalimanlarının işletmesinin sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesine yönelik olarak TÜBİTAK MAM ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi iş birliğiyle havalimanı sahalarında deprem tehlikesinin belirlenmesi ve zemine yönelik parametrelerin izlenmesine yönelik çalışmalar yapılıyor.
- 30 Ekim 2020 İzmir Depremi’nden En Çok Etkilenen İzmir Bornova Havzası'nın Yerbilimsel Özelliklerinin Belirlenmesine Yönelik Çalışmalar kapsamında Bayraklı ve Bornova ilçelerinde çok kanallı sismik yansıma verileri toplanmış, belirlenen hatlar boyunca elde edilen sismik görüntüler ile Bornova Havzası’ndaki kayaç istifinin yapısal özellikleri ve geometrisinin yanı sıra bölgede yer altında gömülü durumdaki fay ve süreksizlikler görüntülendi. Yoğun yapılaşma ve yerleşimin olduğu bir bölgede tamamlanan sismik çalışma, Türkiye’de ilk ve dünyada benzerine az rastlanır örnek çalışmalardandır.
- Muğla ilinde Ula-Akyaka arasında kalan alanda diri fayların tanımlanması ve sismik tehlikenin belirlenmesine yönelik olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
- Yer, deniz, çevre bilimleri ve arkeolojik örneklerin Karbon-14 yaş tayinini yapabilen, bu konuda dışa bağımlılığımızı sonra erdiren ülkemizin ilk ve tek Hızlandırılmış Kütle Spektroskopisi (AMS) Laboratuvarı çalışmalarına 2016 yılından bu yana devam ediyor. Karbon14 yaş tayini analizinin TÜBİTAK MAM AMS Laboratuvarında yapılması sayesinde, 50 bin yıla kadarki tarihsel depremlere ışık tutulmakta, kültür varlıklarımız ve tarihi eserlerimizin yurtdışına çıkması önleniyor.
- Sinop Nükleer Güç Santrali yerbilimsel araştırmaları ile yer lisansı için ihtiyaç duyulan altlıkları üretilmiş, Akkuyu Nükleer Güç santralinde de zemin çalışmalarını tamamladı. Kurulmuş deprem gözlem ağları ile Sinop Nükleer Güç Santrali Sahası deprem etkinliğinin izlenmesine devam ediyoruz.
- Pakistan Meteoroloji Bölümünün Deprem Araştırma alt yapısının iyileştirilmesinin sağlanması projesi kapsamında Pakistanlı meslektaşlarımıza farklı yerbilimleri disiplinlerinde eğitimler verildi. TÜBİTAK MAM ve İslamabad’da gerçekleştirilen eğitimler ile teorik ve uygulamalı olarak bilgi aktarımı sağlandı.
- 25 yıldır devam ettirilen Marmara Bölgesi Deprem Gözlem Ağı kapsamında sismik hareketliliğin izlenmesi çalışmaları sürdürülerek, Marmara Denizi’ndeki deprem tehlikesine yönelik olarak sismik hareketlerin oluşum mekanizmaları ve diri fayların sismik etkinliğine yönelik bilgiler veriliyor.
TÜBİTAK MAM YBAG tarafından son 20 yılda yürütülen diğer projeleri aşağıda bulabilirsiniz:
- Büyük Deprem Sonrası Acil Gözlem Araştırmaları (Depar-II)
- Gaziantep İli Sismik Tehlike Değerlendirme Projesi
- Corporate Resources B.U. Ltd. Şti. İşletmesi Sondaj ve Patlatmalı Sismik Faaliyetlerinin Bölgedeki Deprem Etkinliğiyle Arasındaki İlişkinin İncelenmesi-II
- Marsa-Çanakkale İşletmesi Sondaj ve Patlatmalı Sismik Faaliyetlerinin Bölgedeki Deprem Etkinliğiyle Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
- Corporate Resources B.V. Ltd. Şti. Ankara Türkiye Şubesi Sondaj ve Tamamlama Sismik Faaliyetlerinin Bölgedeki Deprem Etkinliğiyle Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
- Balıkesir İli Zemin Sınıflaması ve Sismik Tehlike Değerlendirme
- Sinop Nükleer Güç Santralı İçin Yer Değerlendirme Parametrelerine Yönelik Araştırmalar
- Beylikdüzü ve Büyükçekmece İlçelerindeki Muhtelif Heyelan Sahalarının Araştırılması, İncelenmesi ve İzlenmesi
- AB-New Directions In Seismic Hazard Assessment Through Focused Earth Observatıon In The Marmara Supersite
- Türkiye'nin Deprem Riski Yüksek Bölgelerinde Çok Disiplinli Gözlemlerin Sürekliliğinin Sağlanması
- Seismotectonik Properties of The Eastern Aegean: Implications on The Stress Field Evolution and Seismic Hazard Assessment In A Tectonically Complex Area
- AB-Black Sea Hazard Network
- Bursa İli İçin Zemin Sınıflaması ve Sismik Tehlike Değerlendirilmesi
- AB-Processing Russian and European Earth Observations for Earthquake Precursors Studies
- İstanbul Kara Alanındaki Olası Diri Fayların ve Öncelikli Heyelanlı Alanların Araştırılması Tespit ve İzleme Yöntemlerinin Geliştirilmesi
- Sismokul – Okullarda Sismoloji Projesi
- Marmara Denizinde Depremsellik Gözlem Altyapı Kapasitesinin Güncellenmesi
- AB-Scenarios For Hazard-Induced Emergencies Management
- Türkiye'nin Deprem Riski Yüksek Jeo-Stratejik Bölgelerinde Deprem Davranışının Çok Disiplinli Yaklaşımlarla Araştırılması
- Kocaeli İli İçin Zemin Sınıflaması ve Sismik Tehlike Değerlendirme
- Sinop Nükleer Teknoloji Merkezi Sahasının Mikro Depremselliği
- Marmara Bölgesinin Deprem Aktivitesinin Çok Disiplinli Yöntemlerle İzlenmesi Ve İstanbul Kıyı Şeridi / Kıta Sahanlığı Zeminine Olası Etkilerinin Araştırılması
- Deprem Sonrası Acil Gözlem Araştırmaları
- Gebze-Tuzla Arasındaki Bölgenin Mikrodeformasyon Özellikleri
- İBB Zemin Ve Deprem İnceleme Müdürlüğü'ne Ait Deprem İstasyon Ağının İşletilmesi ve Geliştirilmesi Projesi
- Marmara Bölgesi'nde Radon Gazı ve Diğer Yöntemlerle Deprem Kestirimi Çalışmaları
- Türkiye-İsrail Sismolojik Ağ Kalibrasyonu
- Marmara Denizi Kabuk-Hız Yapısının Seismarmara-2001 Verilerinden Belirlenmesi
- 1999 İzmit-Düzce Depremleri Deformasyon Döngüsünün İzlenmesi
- Marmara Bölgesi'nde Deprem Kestirimi Çalışmaları
- Anadolu-Arap Levhasının Sismik Kırılma Yöntemi İle Kalibrasyonu
- Yalova Yerleşim Merkezi İçin Sismik Bölgeleme ve CBS Çalışmaları
- Marmara Bölgesi ve İstanbul Metropolitan Alanındaki Deprem Riskine Yönelik Acil Gözlem Çalışmaları
- Kuzey Anadolu Fayı'nın Batı ve Orta Kesimlerinin Dinamik Özelliklerinin Belirlenmesi
- Marmara Bölgesinde Depreme Yönelik Yeni Metodların Uygulanması
- Sismolojik Veri Kalitesi ve Sürekliliğinin Sağlanması
- Kazan Trona Yatağı Alanının Depremselliği
- Marmara Denizinde Tsunami Riski
- Marmara Bölgesinde Depremi İzlemeye Yönelik Bazı Yeni Metodların Sınanması
TÜBİTAK deprem konusunda yapılan çalışmaları da desteklemeye devam ediyor.
1001-Deprem Araştırmaları Çağrısı
Ani ve yıkıcı fiziki zararların yanı sıra ekonomik, sosyal, çevresel, psikolojik kayıplara neden olabilen depremlerin risk ve etkilerine ilişkin deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrasını kapsayacak araştırmalara ihtiyaç duyulması nedeniyle "1001-Deprem Araştırmaları" başlıklı özel bir çağrıya çıkıldı. 15.02.2021’de açılan “Deprem Araştırmaları Çağrısı” kapsamında 80 proje desteklendi.
Deprem Bölgesi Üniversiteleri Özel Çağrısı – BİNBİRÇABA
6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan deprem felaketinden etkilenen Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Adana, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde yaşayan araştırmacılarımızın Ar-Ge faaliyetlerini desteklemek üzere ve deprem felaketinin ilgili bölgedeki araştırma ekosistemine etkisinin en aza indirilmesi amacıyla 1 Mart 2023 tarihinde “1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı” kapsamında, “Deprem Bölgesi Üniversiteleri Özel Çağrısı – BİNBİRÇABA” açıldı. Akademi ve kamuya yönelik destek programları kapsamında “Deprem Bölgesi Üniversiteleri Özel Çağrısı – BİNBİRÇABA” ile 1.499 proje başvurusu yapıldı. Bu projelerden 245 tanesine destek kararı verildi.
TÜBİTAK 1007- Türkiye Paleosismoloji Araştırmaları Projesi
TÜBİTAK 1007 Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenen ve TÜBİTAK MAM yönetiminde gerçekleştirilmekte olan Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Projesi’nde, AFAD ve MTA ihtiyaç makamı kurumlar, Türkiye Belediyeler Birliği ise proje sonuçlarının yerel yönetimlerce uygulanmasını teşvik edecek kuruluş olarak yer alıyor. Proje 01/09/2023 tarihi itibariyle proje yürürlüğe alındı. 14'ü proje yürütücüsü kuruluş olmak üzere 22 üniversite ile AFAD ve MTA’dan 100’ü aşkın araştırmacı ve 90 bursiyer bulunuyor. Bilim insanlarımız diri fayların geometrilerini, ilgili fay segmentlerinde depremlerin tekrarlanma periyotlarını, son yüzey kırılması tarihlerini, kayma hızlarını ve her bir depremdeki ortalama kayma miktarına ilişkin bilgileri en güncel yöntemler ve öz kaynaklarımızla sürdürülebilirliğini sağladığımız uluslararası standartlardaki TÜBİTAK MAM AMS Laboratuvarı’nda yapılacak analizler ile belirleyecek. Yapılacak çalışmalar ile diri fayların bulundukları bölgelerde, yerleşim alanlarını etkileyebilecek deprem senaryoları ortaya konacak. Kurumların veri tabanlarının geliştirilmesine katkı sağlayacak bu çalışma AFAD tarafından oluşturulan Türkiye Deprem Tehlike Haritası’nın güncellenmesinde kullanılacak önemli bir veri kaynağı olacak. Kurulan platform ile elde edilecek bilimsel çıktılar, deprem tehlikesi ve risklerinin azaltılması ve afet dirençli şehirlerin altyapısının oluşturulmasında tehlike unsuru olan depremlerin meydana gelmeden önce en gerçekçi şekilde öngörülmesine olanak sağlayacak. Nüfus yoğunluğuna sahip bölgelerde, olası yıkıcı depremlere karşı yerleşim alanlarının uğrayacağı deprem zararlarının en aza indirilmesine olanak sağlayacak veriler sunacak.
UDAP Afet Risk Azaltma Araştırmaları Özel Çağrısı
TÜBİTAK ve AFAD arasında eş finansman modeliyle ortak bir deprem çağrısı düzenlenmesi planlanmış ve iki Kurum arasında imzalanmış olan iş birliği protokolü çerçevesinde, “1001-UDAP Ulusal Deprem Araştırmaları Programı Ortak Çağrısı” başlıklı özel çağrı açıldı. Çevrim içi başvurunun tamamlanması için son tarih 1 Nisan 2024, çevrim içi başvurusu tamamlanmış olan projelerin elektronik imza işlemleri için son tarih ise 4 Nisan 2024 olarak belirlendi.
Birlikte Çalışıp Birlikte Başaracağız Programı (BİÇABA) Programı
Depremlerden etkilenen lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileriyle doktora sonrası araştırmacıların, TÜBİTAK tarafından yürütülen veya desteklenen araştırma projelerinde yer almalarını sağlamak için Birlikte Çalışıp Birlikte Başaracağız Programı (BİÇABA) çağrıya açıldı. Çağrı kapsamında 1.317 lisans öğrencisi, 648 yüksek lisans öğrencisi, 419 doktora öğrencisi ve 99 doktora sonrası araştırmacı desteklenmeye hak kazandı. 1 Ocak 2024 itibari ile ise burs miktarları artırılmış olup Lisans öğrencileri 6 ay süre ile aylık 4.000 TL, Yüksek lisans öğrencileri 12 ay süre ile aylık 13.500 TL, Doktora Öğrencileri 24 ay süre ile aylık 20.000 TL ve Doktora Sonrası Araştırmacılar 12 ay süre ile aylık 27.000 TL ile desteklenmeye devam ediyor.
Yaşadığımız deprem felaketi üzerinde çalışmalarına devam eden araştırmacılarımızın, uluslararası boyutta araştırmacılarla işbirlikleri sağlaması amacıyla 2221 Konuk Veya Akademik İzinli (Sabbatical) Bilim İnsanı Destekleme Programı Deprem Çağrısı ile 13 araştırmacı desteklendi.
Depremle ilgili konularda yurt dışında düzenlenecek bilimsel etkinliklere katılmak isteyen araştırmacıları desteklemek amacıyla 2224-A Yurt Dışı Bilimsel Etkinliklere Katılımı Destekleme Programı – Deprem Özel Çağrısı açıldı ve 38 kişi desteklendi.
Depremle ilgili konularda yurt içinde düzenlenecek bilimsel etkinliklere katılmak isteyen araştırmacıları desteklemek amacıyla 2224-B Yurt İçi Bilimsel Etkinliklere Katılımı Destekleme Programı – Deprem Özel Çağrısı açıldı ve 13 kişi desteklendi.
Depremle ilgili konularda yüz yüze ya da çevrimiçi bilimsel eğitim etkinliği düzenlemek isteyen bilim insanlarını desteklemek amacıyla 2237-A Bilimsel Eğitim Etkinlikleri Desteği Programı – Deprem Özel Çağrısı açıldı ve 49 etkinlik desteklendi.
Deprem üzerine çalışan araştırmacılarımızın yanındayız
2247 A Ulusal Lider Araştırmacılar Programının 2020 yılı çağrısı ile “Formation and Evolution of the Anatolian Lithosphere based on Geophysical Data” isimli projesi ile destek alan araştırmacı “İstanbul Teknik Ü. Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü”nde çalışıyor.
2232 – Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı kapsamında 2018 çağrısı ile “Spatiotemporal evolution of North Anatolian Fault Zone: Combined geochronological (K-Ar, Rb-Sr, U/Pb, and U-Th) evidence” isimli proje ile desteklenen araştırmacı çalışmalarını “İstanbul Üniversitesi”nde de başarı ile tamamladı.
2232 – Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı kapsamında 2018 çağrısı ile “Machine learning applications in physics” isimli proje ile desteklenen araştırmacı çalışmalarını “Boğaziçi Üniversitesi”nde sürdürüyor.
2232 – Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı kapsamında 2018 çağrısı ile “Novel mapping of upper mantle characteristics in Turkey” isimli proje ile desteklenen araştırmacı çalışmalarını Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Ve Deprem Araştırma Enstitüsü ”nde devam ettiriyor.
Kamuoyuna açıldık
TÜBİTAK açık bilime verdiği desteği bir kez daha ortaya koyarak deprem çalışmalarını da kamuoyuna açtı. 2021 ve 2023 yıllarında iki büyük etkinlik düzenlendi.
Desteklenen projelerin kamuoyu ile paylaşılması amacıyla da 29.12.2021 tarihinde Deprem Araştırmaları Çağrısı Projeleri Sanal Konferansı düzenlendi. Konferansta projeler “Çok Yönlü Yer Bilim Araştırmaları”, “Deprem Mühendisliğine Yönelik Dijital Teknolojiler”, “Depremin Sosyo-Ekonomik ve Toplumsal Yaygın Etkileri” , “Mimari Tasarımlara Yönelik Mühendislik Çözümleri” ve “Yenilikçi İnşaat Modelleri ve İleri Malzeme Teknolojilerinin Kullanımı” başlıklarında 11 alt oturum ile yürütücülerimiz tarafından sunuldu.
2021 yılında “1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı altında açılmış olan “Deprem Araştırmaları Çağrısı” kapsamında ve 6 Şubat depremlerinin ardından 06.02.2023 tarihinde açılan 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı kapsamında şu ana kadar desteklenen projelerdeki gelinen aşamanın değerlendirilmesi, geleceğe yönelik çalışmaların planlanması ve projeler arasındaki etkileşimin artırılması amacıyla desteklenen projeler ile elde edilen bulguların, ulaşılan hedeflerin ve öngörülen katkıların paylaşılacağı bir etkinlik düzenlendi.