Prof. Dr. Hasan Mandal, ARDEB ve TEYDEB personeli ile bir araya gelerek, önümüzdeki döneme ilişkin faaliyetlerin “birlikte başarmak” yaklaşımı ile planlanacağını bildirdi ve TÜBİTAK’ın artık Çağrılı Programlarda Teknoloji Hazırlık Düzeyi odaklı bir çağrı planı ve bu kapsamda bir değerlendirme yapmak üzere süreçlerini geliştirdiğini anlattı.
TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal, ARDEB ve TEYDEB personeli ile bir araya gelerek, destek programlarındaki mevcut durum ve geleceğe yönelik planlamalar hakkında bilgi verdi ve personelin konuyla ilgili görüş ve önerilerini aldı.
Sözlerine ARDEB ve TEYDEB personeliyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek başlayan Başkanımız, sunumun ilk bölümünde, Ar-Ge harcamalarına dair 2017 yılı verilerine yer verdi. Prof. Dr. Hasan Mandal, 2016 yılına göre 2017 yılında Ar-Ge harcamalarında yüzde 21 oranında artış gerçekleştiğini belirtti. TÜBİTAK’ın destek programları üzerinden en yüksek fonlama yaptığı yılın 2018 yılı olduğunu ve fonlama miktarının 1.9 milyar TL olarak gerçekleştiğini dile getiren Prof.Dr.Mandal Türkiye’de Ar-Ge’yi destekleyen kurum olarak akla ilk gelen kurumun TÜBİTAK olduğunu, bunun Kurumun ve dolayısıyla TÜBİTAK çalışanlarının başarısı olduğunu belirtti.
“Destek mekanizmalarımızın “daha güçlü”, “hedef odaklı”, “işbirliğine dayalı” ve “yüksek katma değer sağlamaya yönelik” olacak şekilde çeşitlendirilmesi ve yenilenmesi çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
Prof. Dr. Hasan Mandal, “2002-2018 yıllarını değerlendiğimizde, ülkemiz düşük ve orta düşük teknolojiden, yüksek ve orta yüksek teknolojiye geçti. Bizim yapmaya çalışacağımız, orta yüksek teknolojideki başarımızı yüksek teknolojiye taşımak.” dedi. Rekabetin gün geçtikçe daha yoğun bir şekilde teknoloji ve bilgi odaklı olduğuna değinen Prof. Dr. Mandal, “Katma değeri yüksek ileri teknolojili ürünler geliştirme zorunluluğumuzun farkındayız. Bu farkındalıktan yola çıkarak; destek mekanizmalarımızın daha güçlü biçimde “hedef odaklı”, “işbirliğine dayalı” ve “yüksek katma değer sağlamaya yönelik” olacak şekilde çeşitlendirilmesi ve yenilenmesi çalışmalarımıza devam edeceğiz.” dedi.
“Gelecekteki Destek Mekanizmalarımız Hedef, Çıktı ve Etki Odaklı Olacak”
Prof. Dr. Mandal, Ar-Ge kapasitesinin gelecekte belli bir olgunluğa ulaşması ve gelecekteki destek mekanizmalarımızın daha fazla hedef, çıktı ve daha da önemlisi etki odaklı olması gerektiğine işaret etti. TÜBİTAK’ın hesap verme noktasının hem ARDEB hem TEYDEB tarafında çıktı ve etki odaklı olması gerektiğine değinen TÜBİTAK Başkanımız, bu bağlamda ulusal hedeflere odaklanılacağını, çıktıların sosyo ekonomik göstergeye dönüşmesinin sağlanacağını ifade etti.
“Yeni TÜBİTAK’ın Temel Stratejisi: “Araştırma, Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Ekosisteminde Ulusal Hedeflere Odaklanmış Nitelikli Bilgi ve Nitelikli İnsan”
Prof. Dr. Mandal, TÜBİTAK’ın yeni stratejik yaklaşımını şu cümlelerle aktardı: “Birincisi ülke hedeflerine hizmet eden projelerin desteklenmesi, ikincisi milli stratejik ve kritik alanlarda Ar-Ge projelerinin hayata geçirilmesi, aktörler arası stratejik işbirliği ve bilgi transferi.” Stratejik yaklaşımın unsurlarından birinin de öncül araştırmalar olduğunu belirten Prof. Dr. Mandal, şöyle devam etti: “Kısa dönemli hedeflerimiz var; cari açığın azaltılması. Orta ve uzun dönemli hedeflerimiz var, lider ülke pozisyonumuzu kuvvetlendirmek, dünyadaki 10 büyük ekonomiden biri olmak. Cari açığın azaltılmasında ise yerlileşme önemli bir boyut.”
“2023 Hedefimiz, Hedef Odaklı Programlara Daha Fazla Destek Sağlamak”
2019 yılı bütçesinin yüzde 30’unun hedef odaklı programlara, yüzde 70’inin ise kapasite oluşturma odaklı programlara harcanmasının hedeflendiğini dile getiren Prof. Dr. Mandal, çağrı planlamalarının da bu doğrultuda gerçekleştirileceğini ifade etti. 2023 yılına gelindiğinde, TÜBİTAK’ın kullandırdığı kaynağın yüzde 75’inin çıktı ve etki odaklı programlarda, yüzde 25’inin de kapasite oluşturma odaklı programlarda kullandırılmasının hedeflendiğini bildiren TÜBİTAK Başkanımız, bu sürecin yönetilmesiyle ilgili yaklaşımlar hakkında bilgi verdi.
Hedef odaklı yaklaşımları ayrıntılandırma çalışmalarına değinen Prof. Dr. Mandal, 2012-2017 yılları arasında desteklenen 4 binden fazla projeye “Proje Çıktı Anketi” uygulandığını belirtti. Ankete geri dönüş oranının memnuniyet verici olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mandal, bu geri dönüşlerin nitelikli geri dönüş olduğunu ve bugüne kadar en yüksek geri dönüş oranına sahip anket olduğunu vurguladı. Ankete akademiden geri dönüş oranının yüzde 42.27; sanayiden geri dönüş oranının yüzde 31.43 olduğunu bildiren Prof. Dr. Mandal, anketin destek rakamlarından daha çok, çıktıyı ve etkiyi ölçme odaklı olduğunu ifade etti.
Öncül Araştırmalara Destek Programı ile, Türkiye’deki temel araştırmanın desteklenmesinin hedeflendiğini kaydeden Prof. Dr. Mandal, burada Avrupa’daki ERC’ye benzeyen ama buraya girişi de engellemeyecek bir model oluşturulacağını anlattı. Prof. Dr. Mandal, Programda son aşamaya gelindiğini, Yönetim Kurulunun onayına sunulduktan sonra kamuoyuna açıklanacağını duyurdu. İnsan kaynağı bağlamında, Sanayi Doktora Programı ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Mandal, söz konusu programın özgünlüğünü, insan kaynağı odaklı olması ve istihdamın ön planda olması olarak açıkladı. Bu programda, üniversitelerin ve firmaların bir araya gelerek, belli bir yetkinlik alanında en az 3 öğrenci vaad etmelerinin beklendiğini ifade eden Prof. Dr. Mandal, program bittikten sonra da öğrencilerin istihdam edileceklerini anlattı. Uluslararası Lider Araştırmacılar Programına da değinen Prof. Dr. Mandal, dünyadaki birçok programın incelendiğini, Türkiye’nin bir cazibe noktası olması için harekete geçildiğini ve bu programın oluşturulduğunu ifade etti.
“TÜBİTAK Artık ARDEB veya TEYDEB Çağrısı Yerine, Teknoloji Hazırlık Düzeyi Odaklı Ortak Çağrı Planı ve Ortak Değerlendirme Yapacak.”
Uluslararası iş birliklerimiz konusunda da personeli bilgilendiren Prof. Dr. Mandal, 49 ülkeden 61 farklı kurum ile hem ikili hem çoklu işbirliklerimiz olduğunu belirtti. Prof. Dr. Mandal, uluslararası boyutu olan programların ayrı bir destek grubu tarafından değerlendirileceğini de duyurdu. Prof.Dr. Hasan Mandal, “Bu sayede üniversite, sanayi veya üniversite-sanayinin birlikte geliştireceği tüm ikili ve çok taraflı uluslararası projeler tek bir grup tarafından değerlendirilecektir. Değerlendirme sürecinde, proje kapsamında oluşturulacak işbirliğinin etkisi ön planda olacaktır. Bu şekilde ülkemiz açısından stratejik ve kalkınma odaklı olarak önem taşıyan ikili ve çok taraflı sürdürülebilir işbirliklerinin geliştirilmesi süreçlerine katkı sağlanacaktır.” dedi. Prof. Dr. Mandal oluşturulan bu yeni destek programının programının akademik ya da sanayi boyutu bulunmadığını aynı zamanda ARDEB ve TEYDEB süreçlerimizin birlikte çalışmasına da zemin hazırlayacağını vurguladı.
Ülkemizin ihtiyaçlarına uygun olarak gelecekte bazı süreçlerimizin yine birlikte yürütülmesi gerekeceğinden bahseden Prof. Dr. Mandal, işbirliği yönetiminin gerekliliğine değinerek ARDEB ve TEYDEB’in birarada çalışmasının önemine vurgusu yaptı. TÜBİTAK Başkanımız sözlerine şu şekilde devam etti: “Sahaya çıktığımız zaman akademi ve sanayi işbirliğinin öneminden söz ediyoruz. Ama kendi kurumumuzda ARDEB ve TEYDEB süreçlerimizi yönetirken bu işbirliği çok daha sınırlı. Bugüne kadar destek programlarının gelişim aşaması dikkate alındığı zaman belki bu şekilde olması da doğru bir yöntemdi. Ancak geleceğe bakıldığında bu şekilde olamayacağını görüyoruz.”dedi. Prof. Dr. Hasan Mandal, yalnızca Türkiye özelinde değil dünya genelinde de süreçlerin yönetiminde işbirliğinin önemine değinerek şunları kaydetti: “Bizim gelecekteki programlarımızın süreçlerine baktığımızda, bütünleşik bir yapıya ihtiyaç var. Bu yapı destek programlarımızın mevzuatından öte alt yapılarımızda da bir gereklilik. “
Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK’ın bilgi üretimi ve nitelikli insan kaynağının sağlanmasında önemli aktörlerden biri olduğunu vurgulayarak, bu bağlamda ulusal hedeflere odaklanılacağını, çıktıların sosyo-ekonomik göstergeye dönüşmesinin sağlanacağını belirtirken işbirliğinin önemini bir kez daha vurguladı. Ar-Ge kapasitesinin gelecekte belli bir olgunluğa ulaşması için destek mekanizmalarımızın daha fazla hedef, çıktı ve daha da önemlisi etki odaklı olması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Hasan Mandal, yapılan işlerin daha nitelikli hâle getirilebilmesi için hem dünyadaki gelişmeleri, hem de ülkemizin kendi ihtiyaçlarını değerlendirdiklerini belirtti. Bu sebeple ARDEB ve TEYDEB’in bir arada daha fazla sinerjik çalışmasına ihtiyaç olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Mandal, “Bu ihtiyaç, yatayda iletişim ve etkileşim zincirinin içinde oluşmalı çünkü biz sahadan da bunu bekleyeceğiz.” dedi.
Prof. Dr. Hasan Mandal, “TÜBİTAK’ın artık Çağrılı Programlarda Teknoloji Hazırlık Düzeyi odaklı bir çağrı planı ve bu kapsamda bir değerlendirme yapmak üzere süreçlerini geliştiriyor.” dedi. 2019-2020 Çağrı Planının, Yönetim Kuruluna sunulduktan sonra yayınlanacağını ifade eden Prof. Dr. Mandal, “ARDEB veya TEYDEB çağrısı yerine teknoloji hazırlık düzeyi odaklı ortak çağrı planı ve ortak değerlendirme yapılacak.” diye konuştu. Bu sürecin yönetimi ve uygulanmasında ARDEB ve TEYDEB’in birlikte çalışmasını net bir şekilde istiyoruz diyerek sözlerine devam eden Prof. Dr. Mandal, TÜBİTAK’ın, önümüzdeki döneme ilişkin faaliyetlerini “birlikte başarmak” yaklaşımı ile planlayacağını bildirdi.
Prof. Dr. Mandal’ın sunumunun ardından, personelin soru, görüş ve önerilerinin alınması ile toplantı sona erdi.