TÜBİTAK öncü depremleri tespit etti, güncel sismolojik aktiviteyi izlemeyi sürdürüyor
20 Sismoloji ve 11 GPS gözlem istasyonundan oluşan ağlar ile güncel deprem aktivitesi izleniyor
Kuzey Anadolu Fay Sistemi’nin Marmara Denizi içerisindeki segmentleri hakkında yeni bilgiler üretildi
Türkiye, 17 Ağustos 1999'da, son yüzyılın en büyük depremlerinden birini yaşadı. Bu depremde Türkiye'nin kaybı büyük oldu. Resmi açıklamalara göre, 17 bin 840 kişi vefat etti, 43 bin 953 kişi yaralandı. Depremde 285 bin konut ve 40 binden fazla iş yeri hasara uğradı.
TÜBİTAK deprem sonrası hemen çalışmalarına başladı
TÜBİTAK MAM tarafından 17 Ağustos Gölcük-İzmit Depremi ardından bölgede yoğun sismolojik ve jeodezik ağlar kurularak artçı deprem çalışmaları yapıldı. Elde edilen sonuçlar ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşıldı.
Sismolojik ağ ile depremin merkez üssüne 13 kilometre mesafede öncü depremler tespit edildi
TÜBİTAK MAM Yer Bilimleri Araştırma Grubu tarafından oluşturulan sismoloji ve GPS gözlem ağları ile deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yakın alanlarda önemli gözlemler gerçekleştirildi. Sismolojik ağ ile depremin merkez üssüne 13 kilometre mesafede öncü depremler tespit edildi. Elde edilen sonuçlar depremlerin önceden kestirimine yönelik uluslararası bilim camiasında ses getirdi.
17 Ağustos Depremi sonrasında İstanbul’da en çok etkilenen Avcılar Bölgesi’ndeki yıkımın nedenleri araştırıldı. Zemin kaynaklı sismik büyütme özelliği ortaya konuldu ve kamu yönetim kademelerine gerekli raporlamalar yapıldı.
Beklenen Marmara Depremi’ne Yönelik Araştırmalar
Balıkesir, Bursa, Kocaeli ve Yalova illerinde ve İstanbul’da Avcılar, Büyükçekmece, Silivri ilçelerinde sismik tehlikeye yönelik çalışmalar yapıldı.
Deprem Sonrası Acil Gözlem Araştırmaları (DEPAR) projesi kapsamında, TÜBİTAK MAM Türkiye’deki büyük depremlerin hemen sonrasında acil deprem gözlem çalışmaları yapıyor.
20 Sismoloji ve 11 GPS gözlem istasyonu kuruldu
Hali hazırda kurulu 20 Sismoloji ve 11 GPS gözlem istasyonundan oluşan ağlar ile güncel deprem aktivitesi izleniyor.
17 Ağustos Depremi sonrasında da Marmara Bölgesi deprem gözlem çalışmaları sürdürüldü. Türk-Fransız-Alman işbirlikleri ile Marmara Denizi tabanında ve kara sismolojik ağları ile detaylı fay araştırmaları gerçekleştirildi. Mevcut ağlar ile TÜBİTAK MAM güncel sismolojik aktiviteyi izlemeyi sürdürüyor.
TÜBİTAK MAM’ın çalışmaları kapsamında, Kuzey Anadolu Fay Sistemi’nin Marmara Denizi içerisindeki segmentleri hakkında yeni bilgiler üretildi.
Bölgenin 3-boyutlu tomografik hız modelleri ortaya konuldu
Bu çerçevede TÜBİTAK MAM Yer Bilimleri Araştırma Grubu araştırmacıları ses getiren yüksek lisans ve doktora çalışmaları yaptı. 17 Ağustos Depremi sonrasında Araştırma Grubumuzun bölgedeki faaliyetleri çerçevesinde kritik doktora çalışmaları tamamlandı. Bu şekilde Deniz Tabanı Sismometreleri ve karasal sismolojik ağlar kullanılarak Marmara Denizi sahasında Kuzey Anadolu Fayı üzerinde ve yakın civarında meydana gelen depremlerin hassas konumları ve bu bölgenin 3-boyutlu tomografik hız modelleri ortaya konuldu.
2002-2009 döneminde depreme ait deformasyonlar bölgede etkin olarak devam etti
Öte yandan 17 Ağustos Depremi, deprem öncesi, anı ve sonrasının GPS ile izlenerek yer deformasyonlarının belirlenebildiği dünyaca önemli depremlerden biri olarak öne çıkıyor. Yer Bilimleri Araştırma Grubu bünyesinde yapılan diğer bir doktora çalışmasında, 17 Ağustos depremi özelinde, jeodezik bakış açısıyla deprem döngüsünün tanımlanması amaçlandı. Bu çalışmada sürekli ve kampanya tarzı GPS istasyonlarından değerli ve bölgeye özgü veriler analiz edildi. Elde edilen sonuçlar ile Marmara’daki ana fay kolları üzerinde yamulma birikimleri tanımlandı. 2002-2009 deprem sonrası dönemde 17 Ağustos depremine ait deformasyonların bölgede etkin olarak devam ettiği ve tüm Marmara’yı etkilediği ortaya konuldu.
TÜBİTAK Deprem araştırmalarında disiplinlerarası yaklaşımla yer bilimleri ile teknolojiyi birleştiriyor
TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından “1001-Deprem Araştırmaları Özel Çağrısı” yürütülüyor. Bu çağrı aracılığıyla; ülkemizde kentleşme stratejileri, yerleşim kararları, inşaat modelleri, mimari tasarımlar ve planlamalarda bilim ve teknoloji tabanlı yöntem ve çalışmalardan azami şekilde faydalanılmasının yanı sıra depremin risk ve etkilerinin anlaşılmasına yönelik disiplinler arası veya çok disiplinli araştırmalara uzun vadede katkı sağlanması öngörülüyor.
TÜBİTAK Deprem Araştırmaları Çağrısında 81 projeyi destekliyor. Bu projeler arasında Marmara Bölgesi'nde Depremler Karşısında Sosyal Kırılganlık Analizi Ve Sosyal Kırılganlık Ölçeği Geliştirilmesi Projesi, İhtiyaca Dayalı, Kapsayıcı ve Travmaya Duyarlı Okul Dayanıklılık Modelinin Geliştirilmesi: Depremler Karşısında Okulların Güçlendirilmesi, Olası İstanbul Depreminin Çevresel Zorunlu Göç Senaryosu ve Yönetimi, Depremlere Karşı Psikososyal Dayanıklılık: İstanbul İlinde Hazırlıklı Olmayı Artırmaya Yönelik Bir Müdahale Çalışması projeleri gibi başlıklar dikkat çekiyor.
Deprem mühendisliğine yönelik dijital teknolojiler, arama-kurtarma faaliyetlerinde robotik sistemler, yenilikçi inşaat modelleri ve ileri malzeme teknolojilerinin kullanımı, mimari tasarımlara yönelik mühendislik çözümleri, çok yönlü yer bilim araştırmaları, kapsamlı senaryo, öngörü ve analiz çalışmaları, depremin sosyo-ekonomik ve toplumsal yaygın etkileri gibi 7 farklı alandaki projelerde toplam 37 üniversiteden 375 araştırmacı görev yapıyor.
2020 yılı Ekim ayında meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki İzmir-Kuşadası depreminin hemen ardından TÜBİTAK MAM Koordinasyonunda, “Kuşadası Körfezi İçindeki Fayların Depremselliğinin ve Aktif Tektonik Özelliklerinin Yüksek Çözünürlüklü Deniz Tabanı Ölçümleri ile Belirlenmesi Projesi” başlatıldı. Proje de TÜBİTAK MARMARA Araştırma Gemisi ile 2021 yılı Mayıs ayında ve 2022 yılı Mayıs ayında Kuşadası Körfezinde uluslararası kara suları da dahil olmak üzere iki kez deniz araştırma seferi gerçekleştirdi. Bu çalışmalarda İstanbul Teknik Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesinden alanında yetkin araştırmacılar ileİçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türk Deniz Kuvvetleri Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı (SHOD) dan da temsilciler yer aldı. Her iki sefer de elde edilen araştırma çalışmalarının sonuçları Ekim ayında kamuoyu ile paylaşılması planlanıyor.
Yapılan bu çalışmalar “Türkiye Deprem Platformu” çatısı altında birleştirildi ve dönemsel olarak da kamuoyu ile paylaşılıyor. Bu amaca yönelik olarak 2021 Aralık ayında düzenlenen Çevrimiçi Konferans düzenlendi ve Konferans 7 binden fazla kişi tarafından da takip edildi.
Depremi anlık ölçebilen fiber optik kablo teknolojisi (FOTAS)
TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) tarafından depremi anlık ölçebilen fiber optik kablo teknolojisi FOTAS sistemi geliştirildi. Fiber Optik Tabanlı Akustik Sensör (FOTAS) sistemi ile ülkemizde gerçekleşen depremler kayıt altına alınmaya başlandı. FOTAS ile özellikle Marmara bölgesindeki depremler kolay bir şekilde algılanırken, uzak bölgelerdeki depremler de şiddetine göre tespit ediliyor. Mevcut haberleşme altyapısının imkanları ile sismik hareketlerin tespit ve ölçümlerinin çok daha hassas bir şekilde yapılır hale gelmesiyle birlikte, özellikle de Marmara Bölgesi’nde beklenen büyük bir depreme yönelik hazırlık çalışmaları daha geniş kapsamlı sürdürülecek.