11. Kalkınma Planı ve 2022 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda yer alan "Ulusal siber güvenlik yönetişimi mevzuat taslağı hazırlama" faaliyeti ile ilgili çalışmalara yönelik bilgi paylaşmak ve tüm paydaşların görüş ve önerileriyle şekillenecek olan ulusal siber güvenlik mevzuat taslağına girdi sağlamak amacıyla “Ulusal Siber Güvenlik Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştay, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ev sahipliğinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve TÜBİTAK iş birliğinde gerçekleştirildi.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, siber güvenliğin önemine vurgu yaparak burada aynı zamanda Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu Başkan vekili olarak da bulunduğunu kaydetti.
Pandemi öncesi ve sonrasında konuşulan ve yakın gelecekte karşı karşıya kalınacak risklere değinen Mandal, “İklim değişikliği ve buna bağlı olarak birçok değişken, gıda arz güvenliği, enerji arzı, sağlık güvenliği ama bunların hepsini yatayda kesen bir alan, gelecek on yıl için bir tehdit noktasında olan bir başlık siber güvenlik.” ifadelerini kullandı.
Pandemi döneminin başında 15 Nisan 2020’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üç güvenlik konusunu gündeme taşıdığını hatırlatan Mandal, “Daha ilaç çalışmaları sürerken ve kapanmalar devam ederken, Sayın Cumhurbaşkanımızın geleceğimizi tehdit edecek üç başlık olarak ‘Biyogüvenlik, gıda arz güvenliği ve siber güvenliği’ gündeme taşıması, gerçek bir liderlik örneğidir. Cumhurbaşkanımızın talimatları sonrasında Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu olarak biz de çalışmalara başladık. Hem 11. Kalkınma Planı hem de onun devamındaki tüm politika belgelerinde bu sürecin hem yönetişimi hem organizasyonu hem de mevzuatına yönelik çalışma yapılması isteniyor. Dolayısıyla 11. Kalkınma Planının da 2022 yılıyla beraber sonlanacağı düşünüldüğü zaman bu toplantının her açıdan öneminin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum” değerlendirmelerinde bulundu.
Prof. Dr. Mandal, “Ülkemizin konuyla ilgili ihtiyaçları, tespit edilen ihtiyaçlara yönelik bilimsel, teknolojik ve destekleyici çözüm önerileri ve bu çözümlerin hayata geçirilmesine ilişkin politika önerileri belirlendi. Hazırlanan Siber Güvenlik Politika Önerileri Raporu 21.10.2020 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın tensiplerine arz edildi. Kapsamı geniş olan Siber Güvenlik bu çalışmada; Siber Alan, Siber Caydırıcılık ve Siber Beka olmak üzere üç ana boyutta ele alındı. İletişim altyapısı alanı ise siber güvenlik ile ilişkilendirildi. Ülkemizin ihtiyaçları ve önceliklerine istinaden Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu bünyesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK’ın eşgüdümlü teknik desteğiyle 2021 yılında “Siber Güvenlik Teknoloji Yol Haritası" hazırlandı. Elimizde esasında sizlerin katkılarıyla hazırlanmış olan bir politika belgesi ve aynı zamanda da bir teknoloji haritası var. Diğer kimliğimle yani TÜBİTAK Başkanı olarak baktığım zaman da bu çalışmaları hızlı bir şekilde kullanıp TÜBİTAK'ın hem 2022, hem de 2023’teki çağrı planlamalarında siber güvenlik başlığını bu açıdan değerlendiriyoruz.” diye konuştu.
“Siber Güvenlik alanında akademide olduğu kadar özel sektörde de yetkinliğimiz var”
TÜBİTAK’ın bu alanda verdiği destekleri de paylaşan Mandal, “Siber güvenlik alanında 567 proje özel sektör tarafından çalışıldı ve buna 840 milyon TL destek sağlandı. Yani özel sektör risk boyutunun farkında. Bu alanda akademide olduğu kadar özel sektörde de yetkinliğimiz var.” vurgusu yaptı.
“Geçen Siber Güvenlik Haftasındaki firmaları görünce ben ülkem adına sevindim. Bu firmaların çalışmaları, özellikle de erken aşama teknoloji tabanlı gelişmelere verdiğimiz hem siber alan hem siber caydırıcılık hem de siber beka noktasında destekler oldukça önemli. Çünkü olduktan sonra değil öncesine yönelik girişimleri de çok kıymetli buluyorum.” diyen Mandal, TÜBİTAK’ın ekosisteme verdiği katkıları da anlattı: “TÜBİTAK olarak BİLGEM'in geneli çerçevesinde ama özellikle de siber güvenlik enstitümüz vasıtasıyla bu süreçte aktif bir şekilde yer almaya çalışıyoruz. Hem araştırma boyutunda hem insan kaynağının yetiştirilmesine yönelik olan siber güvenlik enstitümüzün oluşturmuş olduğu akademi vasıtasıyla… Bu konudaki yetkinliklerimize baktığımız zaman özellikle dost müttefik ülkelerimiz olmak üzere bu konuda gerekli eğitimlerin verilmesi. NATO'da temsiliyetimiz, danışmanlık hizmetlerinin verilmesi, test analiz hizmetlerinin verilmesi bunların hepsi de siber güvenlik enstitümüz tarafından yerine getirilen yetkinliklerimiz ve ekosisteme katkımız.”
Siber güvenlik konusunun altını çizen Mandal, “Gelecek boyutunda baktığımız zaman ülkemizin hem bölgesel hem de küresel güç olmasında bu konudaki yetkinliklerimizin de çok kuvvetli ve kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda politika belgemiz var. Bununla ilgili teknoloji yol haritamız var. Firmalarımız bu konuda istekli ve yetkin proje yapabiliyorlar. Teknolojilerini, ürünlerini ortaya koyabiliyorlar. Ama en önemli, belki zorlanacağımız konu yönetişimi, organizasyonu ve en önemlisi de kalıcı boyuttaki mevzuatı. Ben bugünkü toplantının bu anlamda çok çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmelerinde bulundu.
Prof. Dr. Mandal, “Bugünkü toplantının çıktısının hem 11. Kalkınma Planımızın, hem bu yılın Cumhurbaşkanlığımız Yıllık Programında ifade edilen uluslararası siber güvenlik mevzuat taslağının hazırlanması sürecine de katkı vereceği için teşekkürlerimi ifade ediyorum. Hepinize hem şahsım hem kurumum TÜBİTAK hem de Bilim Teknoloji ve Yenilik Politikaları adına saygı, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum, başarılar, kolaylıklar diliyorum.” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.
“Türkiye yüzyılı aynı zamanda dijitalin yüzyılı”
Bir diğer açılış konuşmasını da Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç gerçekleştirdi. “Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği üzere Türkiye yüzyılı aynı zamanda dijitalin yüzyılı.” diyen Koç, “Şimdi dijital çağın anahtarı ne diye sorarsanız ve en önemli unsuru tabii ki siber güvenlik… Dijital geleceğimizin güvenlik temelleri üzerine inşa edilmesi için hem ofisimiz, hem TÜBİTAK, hem de kurullarımız ve bilim kurulumuz olarak en temel ilkemiz dijital Türkiye vizyonumuzu hem dijital teknolojilerde öncü olma hem de caydırıcı bir siber güç olma hedefleriyle şekillendirmek.” vurgusu yaptı.
Koç, “Siber toplum ve aile yapımızı hedef alan tehditlerden tutun, kritik altyapılarımızı hedef alan siber saldırılara kadar tüm tehditlerle etkin şekilde mücadele etmemiz gerektiğinin de farkındayız” ifadelerini kullandı.
Koç, dijital dönüşümüe dikkat çekerek, “Dijital teknolojilerde yaşanan olağanüstü gelişmelerle birlikte fiziksel ortamla dijital ortam artık giderek birleşiyor ve iç içe geçmeye başlıyor. Her iki ortam arasında etkileşim çok hızlı bir şekilde artıyor.” diye konuştu.
Çalıştay kapsamında Siber Güvenlik Yönetişim Çerçevesi, Ulusal Siber Güvenlik Organizasyon Yapısı ve Ulusal Siber Güvenlik Mevzuatı başlıklı 3 ayrı grup çalışması düzenlendi.