TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, SAHA İstanbul ve TÜSSİDE ortaklığında üçüncü dönemi gerçekleşen MBA Yönetici Geliştirme Programında “Bilim, Teknoloji ve Yenilik Ekosistemi TÜBİTAK Odaklı Yeni Süreçler” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Prof. Dr. Mandal, sunumunda güçlüklerin üstesinden gelebilmek için bilim ve teknoloji temelli çözümler bulunmasının önemine vurgu yaptı.
“Çözümler Ar-Ge ve bilimsel temelli olmalı”
Gelecek 10 yılın risk haritasını paylaşan Mandal, salgın hastalıklar ve iklim değişikliği başta olmak üzere küresel boyutta yaşanan birçok sorun ve güçlüğe dikkat çekerek “Alışık olmadığımız bir dönemden geçiyoruz” vurgusu yaptı. Gelecekte alışageldiğimiz göçlerden daha çok iklim odaklı süreçlerden kaynaklanan sebeplerden dolayı göç etmek zorunda kalacağını da kaydeden Mandal, “SAHA İstanbul denince konular daha çok savunma, havacılık ve uzay teknolojileri gibi görünse de yaşanan ve yaşanacak söz konusu güçlüklerin yapısı gereği tüm sektörleri etkileyecek. Ayrıca bu güçlüklerin karmaşık, dinamik ve değişken yapıda olmasından dolayı çözümleri için de geleneksel yöntemler yeterli değil. Bu çözümler daha fazla Ar-Ge ve bilimsel temelli olmalı” ifadelerini kullandı.
SAHA İstanbul’un başlattığı girişimlerin ekosistemdeki önemine değinen Mandal, “Yeni iş birlikleri de oluşturabilir. Bu tipteki sorunlara çözüm ararken sosyal ve beşeri bilimlerin etkisinin artması söz konusu. Disiplinlerarası ve hatta disiplinlerüstü çalışma gerekli” dedi.
Teknolojik ana eğilimlerden bahsederek akıllı sistemlere değinen Prof. Dr. Mandal, insan – yapay zeka simbiyozu , dijital benlik ve sanal – gerçek sınıflar, kuantum sensörler ve kuantum algılama, pikoteknoloji başlıklarını paylaştı. Bilginin depolanması, çip krizi, sıvı moleküllerde verinin depolanması örneklerini veren Mandal, “Bilim temelli olması koşuluyla bu bahsettiğim konuların hepsinin yakın zamanda etki oluşturma olasılığı oldukça yüksek” değerlendirmesinde bulundu.
Uzay konusuna da değinen TÜBİTAK Başkanı, “Geleceğe baktığımız zaman tüm çözümler ve bir ülkenin kendi kendine yetebilmesi uzayla alakalı. Türkiye’nin bu anlamdaki haklı heyecanı kıymetli. TÜBİTAK bu noktada önemli bir noktada ve çalışmalar devam ediyor. 2023 yılı ülkemiz açısından uzay anlamında önemli bir yıl olacak” diye konuştu.
“İklim değişikliğinin yıkıcı etkileriyle başa çıkmak için koruyucu tedbirler alınmalı”
“Türkiye iklim krizinden daha fazla etkileniyor. “ diyen Mandal, iklim değişikliğinin yıkıcı etkileriyle başa çıkma yöntemi olarak koruyucu tedbirler alınması gerektiğine değinerek bazılarının ayrıntılarını paylaştı: “Elektrikli araçların artırılması… Örneğin Avrupa’da 2030 yılına kadar elektrikli olmayan araçların üretiminin durdurulması ve 2035’ten itibaren de kara yolunda fosil yakıtlı aracın bulunmaması hedefi koyuldu.”
Küresel anlamda hedefin 1,5 dereceyi geçmemek olduğuna değinen Mandal, bu amaçla fosil yakıtlardan kaçınarak yeşil hidrojene yönelmek, yeni nesil nükleer reaktörler, uçan rüzgâr tirbünleri ve hava ile çalışan jeneratörlerin kullanılmaya başlanacağını kaydetti.
Enerji tüketimi arttığı için doğal kaynaklar için rekabet artışı yaşanacağını kaydeden Mandal, biyoçeşitlilik ve orman alanlarının azalması gibi senaryolara da dikkat çekti.
Biyolojik tehdit risklerinden bahseden Mandal salgın hastalıklara karşı sağlık kapsamının genişleteceğini kaydetti ve bu kapsamda “Yaşayan robotlar, siber genetik, otonom cerrah robotlar, öngörücü önleyici ve kişileştirilmiş tıp” örneklerini verdi.
Tarım alanlarının dönüştürülerek akıllı tarıma geçileceğini belirten Mandal, bu alanda insansız teknoloji kullanımının artacağını ve genetik düzenlemelerin devreye gireceğini kaydetti.
“Gerekli becerilere sahip insan kaynağına sahip olmak önemli”
İnsan kaynağının öneminin altını çizen Mandal, istihdam edilecek insan kaynağında hangi becerilerin olması gerektiğinin de çağın gereklerine göre farklılık gösterdiğini belirterek “Yakın gelecekte karmaşık sorun çözme konusu daha fazla ön planda olacak. Liderlik ve sosyal etki de ikinci sırada gereklilik. Yapılan teknolojiyi topluma doğru aktaramıyorsanız o teknolojinin etkinliği sorgulanır. Duruma göre hareket edebilme de bir diğer gerekli yetkinlik. Bunları gerçekleştiren insan kaynağına sahip olmak çok önemli” ifadelerini kullandı.
Bilginin çok daha hızlı bir şekilde paylaşılabileceği bir ortama geçileceğini belirten Mandal, “Birden fazla yükselen teknolojinin birlikte oluşturduğu etkilerin önemli örnekleri savunma sektörünün geleceğini şekillendiriyor. Daha fazla teknolojiyi bir arada kullanan daha fazla başarılı oluyor” dedi.
Yapay zeka tabanlı teknolojilerin özellikle havacılık ve savunma sanayinde daha ön plana çıkacağını belirten Mandal, birden çok teknolojiye sahip olma noktasının önemine dikkat çekerek “Birden çok firmanın bir araya gelerek rekabet öncesi yapacağı çok fazla şey var” vurgusu yaptı.
“Bireysel proje yapmaktan daha çok bir platformda proje yapmak daha kıymetli hale gelecek”
Küresel krizlere dikkat çeken Mandal bu krizlerle mücadele için hedefte yeniliğe dayalı iş birliği platformları olduğunu kaydetti. Mandal, bireysel proje yapmaktan daha çok yakın gelecekte bir platformda proje yapmanın daha kıymetli hale geleceğine vurgu yaptı. Disiplinlerarası yaklaşıma da işaret eden Mandal bilginin birlikte üretimi, akademi özel sektör ortak araştırma altyapıları, firmalar arası teknoloji iş birlikleri, dijital istihdam gerekliliklerinin altını çizdi.
Küresel anlamda öne çıkan başlıklara dikkat çeken iklim krizinin ilk sırayı aldığını onu dijital dönüşümün takip ettiğini, üçüncü sırayı ise beşeri sermayenin aldığını belirtti.
Ar-Ge ve yenilik süreçlerinde dönüşüm yaşandığına dikkat çeken Mandal, bilgiyi üreten kurumlarla bilgiyi kullanan kurumların aralarındaki ilişkinin çift yönlü olması gerektiğine işaret etti. İşbirliğinden daha çok birlikte iş yapma gereksiniminin ortaya çıktığının altını çizen Mandal, “Rekabet öncesi ve disiplinlerüstü iş birliklerine daha fazla ihtiyaç var” diye konuştu.
“Amaç, daha fazla etkiye ve çıktıya dönüştürebilecek projelerin desteklenmesini sağlamak”
TÜBİTAK’ın yeni stratejik yaklaşımını da anlatan Mandal, amacın kapasite oluşturmaktan daha çok o kapasiteden daha fazla etkiye ve çıktıya dönüştürebilecek projelerin desteklenmesini sağlamak olduğunu kaydetti.
TÜBİTAK yenilikçi bilgi üretimi ve nitelikli insan kaynağı geliştirilmesine yönelik desteklerini ayrıntılı olarak paylaşan Mandal, firma projelerinden daha çok platform projelerine yönelmenin önemine dikkat çekerek “8 yüksek teknoloji platformu ve 4 sanayi işbirliği mekanizmaları platformu hali hazırda destekleniyor. Biz destekliyoruz ve hangi projelerin gerçekleşeceğine platform kara veriyor. Yapmaya çalıştığımız çözüm paydaşlarını birlikte çalışmaya zorlamak ve çözüme daha hızlı kavuşmak” dedi.
TÜBİTAK’ın merkez ve enstitülerini, elde edilen başarıları da paylaşan Mandal, “SAHA İstanbul 21 üniversite 450’den fazla firmanın kritik etkiye dönüştüğü yaklaşım. Aslında benim anlattıklarımın iyi bir örneği konumunda” ifadeleriyle sunumunu noktaladı.