TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu (ÜSİMP) tarafından düzenlenen Ulusal Patent Fuarı ve Üniversite-Sanayi İşbirliği Ulusal Kongresi’nin açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
Kongre’de yaptığı açılış konuşmasında sanal ortamlar aracılığıyla geliştirilen teknolojileri girişimcilerle paylaşmanın çok önemli olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Mandal, “Değişen Dünyada Üniversite-Sanayi İş Birliği: Birlikte Geliştirme ve Birlikte Başarma” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
“Üniversite-sanayi iş birliği sorunlara yapısal çözüm bulma noktasında çok büyük bir önem taşıyor”
Değişen dünyada üniversite-sanayi iş birliğinin bir zorunluluk halini aldığını vurgulayan Prof. Dr. Mandal, günümüzde yaşanan ve gelecekte yaşanacak problemlerin bu iş birliğiyle çözülebileceğini belirtti. Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayımlanan Küresel Risk Raporu 2021’e atıf yapan Mandal “Bu raporda da ortaya konulduğu üzere gelecek 10 yıl içerisinde salgın hastalıklar, iklim değişikliği ve çevre sorunları gündemimizde yer almaya devam edecek. Bu sorunlarla mücadele ederken yeni sorun alanları ile de karşılaşıyoruz. Örneğin, salgın döneminde yaşadığımız güçlükleri dijitalleşme ile kısmen aşsak da siber güvenlik tehdidiyle daha fazla karşı karşıya kaldık. Üniversite-sanayi iş birliği bu gibi sorunlara yapısal çözüm bulma noktasında çok büyük bir önem taşıyor.” dedi.
“Sorunlara yapıcı çözümlere sosyal ve beşeri bilimlerin de katkılarıyla ulaşabiliriz”
TÜBİTAK Başkanı Mandal, Türkiye’nin önümüzdeki süreçlerde bu gibi sorunlarla daha iyi mücadele edebilmesi için bilgiyi üreten ve kullanan kurumlar arasında çift yönlü bir etkileşim kurulması gerektiğine dikkat çekti. Bu doğrultuda farklı disiplinlerin de iş birliğine gitmesinin zorunluluk olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mandal, “Sağlık Bilimleri ve Mühendislik gibi alanlarda pek çok soruna çözüm bulmak için çalışmalar yürütülüyor. Fakat bu alanlarda yapıcı çözümlere sosyal ve beşeri bilimlerin de katkılarıyla ulaşabiliriz. İklim değişikliği ile mücadele ederken bu konuda toplumsal bilinç oluşturulması ve toplumsal etkilerinin de değerlendirilmesi gerekiyor. Bu sebeple tüm çalışmalar Sosyal Bilimler perspektifini de içermeli.” ifadelerini kullandı.
Mandal, Birlikte Geliştirme Modelleri Kapsamında Yüksek Teknoloji Platformları ile Yerli İlaç/Yerli Aşı, Güneş Enerjisi Teknolojileri, Nano-teknoloji, İleri Malzeme Teknolojileri, RF Teknolojileri, 3B Yazıcılar, Rejeneratif/Kişiselleştirilmiş Tıp, Tıbbi Cihaz Teknolojileri alanlarında etki oluşturmaya yönelik iş birliğini desteklediklerini dile getirdi.
TÜBİTAK Üniversite-Sanayi İş Birliği Programı’na (1505) da değinen Prof. Dr. Mandal, programla bilgi birikimlerinin ürün ve süreçlere dönüştürerek üniversite-sanayi iş birliğini somut çıktıya dönüştürmeyi hedeflediklerini vurguladı. Ayrıca Sanayi Doktora Programıyla sanayimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını yetiştirmeye çalıştıklarını belirten Mandal, bu programla sadece doktora sırasında değil doktora sonrasında da istihdamı teşvik ettiklerini dile getirdi.
“İnsan odaklı, sürdürülebilirliği esas alan daha yenilikçi bir yaklaşımla hareket ediyoruz”
Bu iş birliği kapsamında yürütülecek tüm çalışmalarda sistematik bir bakış açısına ve birlikte iş yapma ve geliştirme perspektifine de sahip olunması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Mandal, “Disiplinlerarası yaklaşım dediğimizde yalnızca birbirine yakın disiplinleri değil birbirinden çok farklı alanları da bir arada düşünmeliyiz. Daha geniş kapsamlı düşünmeye ihtiyacımız var. TÜBİTAK olarak da bu perspektifle hareket ediyor ve faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. İnsan odaklı, sürdürülebilirliği esas alan daha yenilikçi bir yaklaşımla hareket ediyoruz.” cümlelerini kullandı.
“Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile “Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası” çalışmasını sürdürüyoruz”
Önümüzdeki süreçlerle iklim değişikliği ve çevre sorunları ile mücadelenin tüm kurumlarda daha da önem kazanacağını belirten Mandal “TÜBİTAK olarak uzun yıllardır bu hususları gündemimizin üst sırasına koyduk. Ülkemizin 2053 yılı sıfır emisyon hedefine ulaşabilmesi için bu doğrultudaki çalışmalarımızı daha da güçlendirerek sürdüreceğiz. 2021 yılındaki desteklenen 1001 projelerimizin yaklaşık üçte biri Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ilişkili. Sunduğumuz diğer desteklerde de iklim değişikliği ve çevre odaklı projeler ağırlıklı yer alıyor.” dedi. Mandal ayrıca Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma politikaları ve stratejilerine katkıda bulunmak için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile “Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası” çalışmalarını sürdürdüklerini duyurdu.
Prof. Dr. Mandal Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) tarafından yürütülen Ufuk Avrupa Programına resmen katılımını sağlayan anlaşmaların geçtiğimiz ay imzalandığına vurgu yaparak Ufuk Avrupa programına ayrılan 96 milyar avroluk bütçenin de iklim değişikliği ve çevre sorunlarına yönelik çok sayıda projeyi destekleyeceğini duyurdu.