2021 yılı BIO Türkiye Organizasyonu’nun BIOSPHERE bölümü kapsamında düzenlenen Kamu-Endüstri İstişare Toplantıları’nda, 10 Eylül 2021 Cuma günü TÜBİTAK Özel Oturumu gerçekleştirildi. Özel oturumda, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları TÜBİTAK temsilcileriyle bir araya gelerek; medikal biyoteknoloji sektörünün ihtiyaçlarını görüştüler ve TÜBİTAK’tan beklentilerini aktardılar.
TÜBİTAK Başkanlık Binası Feza Gürsey Konferans Salonunda düzenlenen özel oturum, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın açılış konuşması ve sunumu ile başladı. Prof. Dr. Mandal, “Biyoteknoloji Ekosisteminde Birlikte Geliştirme ve Birlikte Başarma BIO Türkiye-BIOSphere” başlıklı sunumunda TÜBİTAK’ı tanıttı ve TÜBİTAK’ın biyoteknoloji alanındaki faaliyetleri hakkında bilgi verdi.
Haziran 2021’de yayınlanan Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Risk Raporu 2021 bulgularını katılımcılarla paylaşan Prof. Dr. Mandal; salgın hastalıkların, çevresel riskler (aşırı iklim olayları; sel, yangın, sıcak hava dalgaları vb.); doğal kaynak krizleri (gıda, su, mineraller vb) ve biyoçeşitliliğin kaybı ile birlikte önümüzdeki 10 yılda, en yüksek etkiye ve en yüksek gerçekleşme olasılığına sahip olduğu değerlendirilen riskler arasında yer aldığını aktardı. Bu anlamda, medikal biyoteknoloji sektörünün sadece mevcut durumdaki COVID-19 pandemisi ile mücadele açısından değil; gelecekte de salgın hastalıklar dahil pek çok ilişkili soruna çözüm üretme potansiyeli açısından daha da önemli hale geleceğini belirtti.
Araştırma ve yenilik süreçlerindeki dönüşüme değinen Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK’ın 2018 yılından itibaren süreçlerini hedef odaklı, birlikte geliştirme ve birlikte başarma yaklaşımıyla yürüttüğünü ifade etti. Biyoteknoloji ekosisteminde de birlikte geliştirme ve birlikte başarmanın şart olduğunu belirten Prof. Dr. Mandal, “Medikal biyoteknoloji alanında üniversiteler, araştırma merkezleri, hastaneler, özel sektör kuruluşları gibi pek çok farklı paydaşın dahil olacağı; tıp, moleküler biyoloji ve genetik, veterinerlik dahil pek çok farklı disiplinin bir arada çalışacağı bir etkileşim süreci çok önemli. İş yapma yöntemlerinin değişiyor olması artık isteklilik değil, zorunluluk. Pandemi dönemi bize bu anlamda iyi şeyler kazandırdı” diye konuştu.
TÜBİTAK’ın biyoteknoloji ve sağlık alanında son 5 yılda sağlık projelerine 2,3 milyar TL destek verdiğine değinen Prof. Dr. Mandal, şöyle devam etti: “TÜBİTAK vasıtasıyla elde edilen kazanımların bu dönemde hem yerli aşı ve ilaç geliştirilmesi hem de tıbbi cihaz alanında ülkemizin elde ettiği başarıya taban oluşturduğunu düşünüyoruz. Bu süreçte, kamu Ar-Ge ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik desteklenen ve Sağlık Bakanlığının müşteri kurum olduğu biyobenzer ilaç projelerinin de önemli bir yeri oldu. Klinik öncesi temel bilim odaklı sağlık araştırmaları ve tanı kitleri dahil tıbbi cihazlar için TÜBİTAK’ın salgın öncesinde desteklediği Ar-Ge ve yenilik projeleri COVID-19 ile mücadeleye katkı sağlamıştır.”
COVID-19 Türkiye Platformu’nun aşı ve ilaç geliştirme konusundaki başarılarına değinen Prof. Dr. Mandal, COVID-19 Türkiye Platformunda ortaya konulan birlikte geliştirme ve birlikte başarma yaklaşımı ile kısa sürede önemli özelliklere sahip olan yenilikçi aşı ve ilaç adaylarının elde edilmesinin sağlandığını vurguladı. COVID-19 Türkiye Platformu kapsamında aşı özelinde; Virüs Benzeri Parçacık (VLP) Aşı adayının Faz 2 aşamasının tamamlandığını; Yenilikçi İnaktif Aşı adayında Faz 2 çalışmasına geçiş için hazırlıkların yürütüldüğünü; Adenovirüs Aşı Adayının ise Faz 1 aşamasına geçiş için hazır olduğunu belirtti. Prof. Dr. Mandal, yenilikçi aşı adaylarımızın klinik çalışmalarının yeterli gönüllü ile zamanlı bir şekilde tamamlanarak, ülkemiz insanı ve dünya için etki sağlanmasına yönelik önemli fırsatların değerlendirilmesinin elzem olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Mandal, Ar-Ge ve yenilik ekosistem paydaşların ortak teknoloji yol haritaları ve/veya ürünleşme yol haritaları doğrultusunda bir araya geldiği ve platform başına 50 milyon TL’ye kadar destek sağlanan TÜBİTAK platform desteklerinin, medikal biyoteknoloji alanına önemli katkılar sağlamaya devam edeceğini aktardı. Prof. Dr. Mandal, “Yüksek Teknoloji Platformları kapsamında halihazırda sağlık sektörüne odaklı 6 platform bulunuyor. Bu platformlar rejeneratif ve restoratif tıp; inflamazom aracılı otoenflamatuvar hastalıkların takip ve tedavisi; HPV ve influenza kaynaklı enfeksiyonlara karşı tanı kitler, ilaç formülasyonları ve aşı; hedefe özgü pan-kanser terapileri; ultrasonik, yüksek manyetik alan ve RF teknolojileri ve işlevsel nanoyapılar ve sistemlere odaklanıyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü’nün genişletileceğinin ve hücreden başlayıp, pilot üretim aşamalarının tümünü içerecek şekilde bir “Aşı ve İlaç Geliştirme Merkezi”nin TÜBİTAK’ın Gebze Yerleşkesi’nde yakın zamanda açılacağının müjdesini de verdi. Prof. Dr. Mandal, bu merkezde yapılacak çalışmaların sadece COVID-19 için değil, gelecekteki aşı ve ilaç geliştirme çalışmaları için de tüm Türkiye’de araştırmacılarımızın kullanabileceği bir altyapı niteliğinde olacağını ifade etti.
Prof. Dr Mandal, özel sektör kuruluşlarının üniversiteler ile veya Ar-Ge ile ticarileştirilebilir çıktılar üretme potansiyeli olan diğer KOBIler ile işbirliklerine yönelik Üniversite-Sanayi İşbirliği Desteği ve Sipariş Ar-Ge Desteği gibi pek çok destek olduğunu aktardı. Ayrıca şirketlerin ihtiyaç duydukları teknolojileri lisanslama veya devir yolu ile üniversiteler, araştırma merkezleri ve TGB şirketlerinden temin edebilmelerine yönelik de Patent Tabanlı Teknoloji Transferi desteğinin olduğunu belirtti. Ayrıca, Prof. Dr. Mandal, medikal biyoteknoloji şirketlerini; kendi tedarik zincirlerinde yer vermek istedikleri start-up’ların kurulması ve KOBİ’lerin desteklenmesini teşvik edebilecekleri ve bizzat yönlendirme yapabilecekleri BİGG Uygulayıcı Kuruluşu uygulamasında yer almak üzere davet etti.
Prof. Dr. Mandal, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programını da hatırlatarak; “Sağlık ve Kimya Ürünleri Çağrısı” kapsamında Ar-Ge’den başlayarak yatırıma gidecek projelerin desteklenme süreçlerinde uçtan uca bir yaklaşım benimsendiğini ve bu desteğin medikal biyoteknoloji alanında önemli fırsatlar sunduğunu aktardı.
TÜBİTAK’ın tüm Ar-Ge ve yenilik destekleri ile medikal biyoteknoloji alanında faaliyet gösteren özel sektör kuruluşlarının hizmetinde olduğunu aktaran Prof. Dr. Mandal; konuşmasını İVEK BIOSPHERE etkinliği kapsamında şirketler ve STK’lar ile bir araya gelme imkanı yarattığı için teşekkür ederek bitirdi.
Prof. Dr. Mandal’ın sunumunun ardından TÜBİTAK’ın Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) Başkanı Mehmet Aslan, Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Nurper Güz, Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) Başkan Vekili Doç. Dr. Ömer Faruk Ursavaş ile Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Daire Başkanı Hande Alpaslan’ın katılımıyla istişare oturumu gerçekleştirildi. Soruların yanıtlanması, paylaşılan görüş ve önerilerin değerlendirilmesinin ardından oturum sona erdi.
Source: New feed