11 Şubat Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü kapsamında TÜBİTAK tarafından “Bilim ve Teknolojide Kadının Gücü” başlıklı bir panel düzenlendi. Doç. Dr. Şiir Kılkış’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen çevrim içi panele TÜBİTAK BİLGEM İLTAREN Enstitü Müdürü Dr. Demet Sevil Armağan Şahinkaya, Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden Doç. Dr. Elif Nur Fırat Karalar, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, Fırat Üniversitesi İktisat Bölümü’nden Prof. Dr. Burcu Özcan ve İTÜ Geomatik Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Elif Sertel konuşmacı olarak katılırken, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da panelde bir açılış konuşması gerçekleştirdi.
“Birlikte çalışma, birlikte başarma ve birlikte geliştirme yaklaşımı geliştirmemizde bilim kadınlarımızın önemli katkıları var”
TÜBİTAK Başkanı Mandal, konuşmasının başında 10 yıl boyunca küresel düzeyde yaşanacak güçlüklerden bahsederek, salgın ve iklim değişikliği gibi hususların geniş çerçevede ele alınması gerektiğini, bu güçlüklerin gıda, enerji, ulaştırma gibi alanlarda hayatımızı radikal ölçekte etkileyeceğini vurguladı.
Prof. Dr. Mandal “Yeni deneyimlediğimiz; karmaşık, değişken ve dinamik olan güçlükler ve sorunların çözümünde geçmişte bilim ve teknoloji bir tercihken artık zorunluluk halini aldı. Şu an iklim odaklı süreçlerde de pandemide de ilk aklımıza gelen bilim ve teknolojinin bu sorunlara nasıl çözüm üreteceği oldu.” ifadelerini kullandı.
Karmaşık, dinamik ve değişken sorunların çözümünde yenilikçi bakış açısına ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Mandal, “O yenilikçi bakış da birlikte çalışma, birlikte başarma ve birlikte geliştirme ekseninde oluşturulmalı. Birlikte çalışma, birlikte başarma ve birlikte geliştirme yaklaşımı geliştirmemizde kadın bilim insanlarımızın da önemli katkıları var. Bilim insanı dediğimiz zaman cinsiyetten daha çok “Bu alanda ben varım” diyen her yaş grubundan olan gençlerimizi, çocuklarımızı, erkeklerimizi, kadınlarımızın tümünü dahil ediyorum.” dedi.
“2019’da TÜBİTAK Süreçlerinde Kadın Araştırmacıların Katılımının Artırılmasına Yönelik Politika İlkelerimizi kamuoyu ile paylaştık”
TÜBİTAK’ın kadın bilim insanlarının daha fazla desteklenmesi için 2019 yılında TÜBİTAK Süreçlerinde Kadın Araştırmacıların Katılımının Artırılmasına Yönelik Politika İlkeleri belgesini yayımlandığını ifade eden Mandal, “2019’da bu konudaki politika, strateji ve eylem planımızı kamuoyu ile paylaştık. Bu belgeleri sadece yayımlamak değil, uygulamaya dönüştürmek de önemli. Programlarımızda kadın araştırmacılarımıza yönelik teşvik mekanizmalarımızı geliştiriyoruz. Destek programlarımızda kadın araştırmacılarımızın yurt dışında araştırmalarını daha rahat gerçekleştirebilmesi, çocukları ile birlikte yurtdışına gidebilmesi ve yaş sınırının kadın araştırmacılarımızda çocuk sayısı ile ilişkilendirilmesi gibi birçok başlığı düzenledik. Bu düzenlemeler başarılı sonuçlar vermeye başladı. 2021 yılında STAR programında yer alan 1543 araştırmacının 862’si kız, bu da destek alanların yüzde 56’sına tekabül ediyor. 2211-A Genel Yurt İçi Doktora Burs Programı kapsamında 2021 yılında desteklenen 328 araştırmacımızın 222’si kadın. Bu da yüzde 68’e karşılık geliyor. 2214-A Yurt Dışı Araştırma Burs Programı kapsamında desteklenenlerin ise yüzde 67’si kadın. 2019-2021 yılları arasında ARDEB programları bünyesinde desteklenmeye hak kazanan projelerden %41‘inin yürütücüsü kadın araştırmacılarımızdır. Önceki yıllarla karşılaştırdığımız zaman geliştiğini görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“2021 yılında verilen 17 “Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülü’nden 8’ini kadın bilim insanlarımız aldı. Bugün 3 tanesi bizlerle.” diyen Mandal, tüm bunları çabaların çıktısı olarak gördüklerini ve bu durumun memnuniyet verici olduğunu belirtti.
“TÜBİTAK karar mekanizmalarında en az bir kadın araştırmacı yer alıyor”
TÜBİTAK’ın yönetsel süreçlerinde de kadınların aktif olarak yer aldığını vurgulayan Mandal, “TÜBİTAK destek gruplarında, karar mekanizmalarında, danışma kurullarında en az bir tane kadın araştırmacımız karar organlarında yer alıyor. Bu da bizim için heyecan verici. AB Komisyonu tarafından yayınlanan ‘She Figures 2021’ raporuna göre ülkemiz AB-27 Üye Devletlerinin ve İlişkili Ülkelerin arasında birinci sırada yer alarak cinsiyet boyutunun araştırma ve inovasyon içeriğine en fazla dahil edildiği ülke oldu. STEM alanlarında birçok AB ülkesinde doktora mezunu kadınlar 2015’ten bu yana yetersiz temsil edilmesine rağmen ülkemizde bu temsiliyet oranı yüzde 52 civarında. Benzer şekilde, sürdürülebilir bir gelecek için artık kilit noktada yer bulunan, ICT alanındaki doktora mezunu kadınlarımızın oranı yüzde 48 ile birçok AB üyesi ülkenin üzerinde yer alıyor.” dedi.
Mandal, “Bu sayılar yeterli değil, bunun gelecekte daha da gelişeceğine inanıyorum. Kurumumuz bu anlamda Türkiye’de ve dünyada hem araştırma alanında hem de diğer kurumlara rehber olma noktasında bu amaca yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Bu farkındalığı zorunluluk haline getirme çabası içindeyiz. Bu toplantının da bu amaca katkıda bulunacağını düşünüyorum.” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.
“Merak varsa öğrenme başlıyor”
Panelin ilk bölümünde Doç. Dr. Şiir Kılkış panelistlerden çalışma alanlarının erken yaşlardan itibaren nasıl şekillendiğini ve onları motive eden hususları anlatmalarını istedi.
TÜBİTAK BİLGEM İLTAREN Enstitü Müdürü Dr. Demet Sevil Armağan Şahinkaya, ana unsurun merak olduğunu belirterek “Merak varsa öğrenme başlıyor.” dedi. Üniversite öğrenciliği döneminde Mühendislik Fakültesinde kız öğrenci azlığına dikkat çeken Şahinkaya, çalışmalarında TÜBİTAK desteklerinden faydalandığını ve başarılı çalışmalara imza attığını belirtti. Şahinkaya, tüm dünyada özellikle savunma alanında kadın sayısının az olduğuna da dikkat çekerek bu alandaki gelişmelere değindi.
Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Nur Fırat Karalar da ortaokuldan itibaren TÜBİTAK bilim olimpiyatlarına katıldığını ve bu yarışmaların ve TÜBİTAK desteklerinin kariyerini şekillendirmede önemli rolünün olduğunu vurguladı. Gençlere tavsiyeler de veren Karalar, “Hedeflerinizi belirlediğinizde onlara ulaşmak için ret cevapları aldığınızda bu sizi yolunuzdan döndürmemeli. Bir tane kabul hedeflere ulaşmak için yeterli olur. Kendinize heyecan verici bir alan bulun, heyecan çok kıymetli.” ifadelerini kullandı.
AYBÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan daha ilkokuldayken TÜBİTAK ansiklopedisi okumasının hedef belirlemede yol gösterici olduğuna vurgu yaparak, öğrenim hayatı boyunca TÜBİTAK desteklerinden faydalandığını kaydetti. “İlkelerimi hedeflerimin önünde tutarak yoluma devam ettim” diyen Tufan, gençlere “Bize sunulan fırsatları değerlendirmeliyiz.” tavsiyesinde bulundu.
Fırat Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burcu Özcan, TÜBİTAK desteklerinin öğrenim hayatı boyunca çok önemli katkıları olduğunu kaydederek bu desteklerle pek çok defa yurtdışına gittiğini kaydetti. Özcan “Araştırma alanınızı sevmeniz gerekiyor, yoksa başarılı olmazsınız.” önerisinde bulundu.
İTÜ Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Sertel, erken yaşta okula başladığını ve atematiğe olan ilgisinin öğrenim hayatını şekillendirdiğini söyledi. Toplum için toplumla birlikte bilim anlayışını benimsediğini belirten ve bunun faydalarına dikkat çeken Sertel, “Süreç içinde çalışma alanı değişiyor, genişliyor, farklı disiplinlerle birlikte çalışıyoruz.” diyerek farklı disiplinlerin bir arada çalışmasının önemine dikkat çekti.
“Kadın erkek sayılarında dengeyi sağlayan nadir ülkeler arasındayız”
Doç. Dr. Şiir Kılkış panelin ikinci bölümünde panelistlere “Bir kadın olarak kendi alanınızda kadın akademisyen ve araştırmacıların uluslararası ve ulusal alanda etkisini nasıl görüyorsunuz? Özellikle sizi dinleyen öğrencilere başarılı bir bilim kadını olmak için neler tavsiye edersiniz?” sorusunu yöneltti.
TÜBİTAK BİLGEM İLTAREN Enstitü Müdürü Dr. Demet Sevil Armağan Şahinkaya, başarının kadın olmak ya da olmamakla değil çalışkanlıkla ilgili olduğunu kaydetti. “Genç arkadaşlarıma çalışmaları gerektiğini söylüyorum. Sürdürülebilirlik de önemli. Bu bir birikim işi, yılmadan sürekli çalışacaklar.” tavsiyelerinde bulunan Şahinkaya, “Yöneticilik açısından önerim; işlerini zamanında ve tam yapsınlar.” dedi.
Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Nur Fırat Karalar “Kadınlarımızın, kızlarımızın yapabilecekleri konusunda hiçbir eksiklikleri yok.” vurgusu yaptı. Gençlere tavsiyeler veren Karalar, rol modelin önemine değindi. Karalar, “3 çocuğum var. Geçmişteki zorlu süreçlerde çalıştığımız kurumların desteklerinin çok önemli olduğunu gördüm. TÜBİTAK’ın çocuğu olan kadın araştırmacılara yurtdışına daha rahat gidebilmeleri için sunduğu ek destekler çok önemli. Kadınlar bilim yolculuğuna başlıyor ama asıl soru devam edip edemedikleri, bunun kurgulanması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
AYBÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan konuşmasında “Uluslararası boyutta doktora yapan kız öğrenci sayımızda hiç problem yok. Kadın erkek sayılarında dengeyi sağlayan nadir ülkeler arasındayız.” sözlerini sarf etti. Tufan, “Akademiye ara verip çocuklarını büyütmek isteyenlere baskı yapılmamalı. Fakat bu ve benzeri gerekçelerle işten izin alanların arkasından diğer çalışanlara ek yük getirmeden nasıl bir süreç işletileceğini kurgulamalıyız.” dedi.
Kadının toplumsal rollerine atıf yapan Fırat Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burcu Özcan “Türk kadını motivasyon kazandığında hiçbir şey onu engelleyemiyor. Bir hedefe inanarak çalışmak, gayret göstermek gerekiyor. Başarılı olsak da buzdağının altında görülmeyen kısmı var; uykusuz geceler, zor ve ağır süreçler. Bu dönemlerde aile ve eş desteği çok önemli. Çocuk sahibi akademisyenlerimizi tebrik ediyorum. Takdir edilmesi gereken bir şey.” ifadelerini kullandı.
İTÜ Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Sertel de anne olmanın getirdiği sorumluluklara değindi. Sertel, “Anne olunca süreçler karmaşıklaşıyor. Daha organize olmanız gerekiyor. Ancak eş desteği de çok önemli. Akademide kadınlar mükemmeliyetçi özellikleri ile olumlu etkiler yaratıyor. Bütün öğrencilere tavsiyem sevdikleri alanlarda çalışmaları. Daha üretken oluyorlar, kendilerini tanıyorlar, doğru soruları sormaya başlıyorlar.” dedi.
“Gençlerimize zamanı nasıl kullanmaları gerektiğini öğretmeliyiz”
Panelin son kısmında Doç. Dr. Şiir Kılkış panelistlere “Alanlarınıza nasıl katkılar sağlamaya devam edeceksiniz?” sorusunu yöneltti.
TÜBİTAK BİLGEM İLTAREN Enstitü Müdürü Dr. Demet Sevil Armağan Şahinkaya elektronik harp üzerinde çalıştığını belirterek, “Sistemlerimizin bir kısmı sahaya, bir kısmı platformlara kuruluyor. Gelecekte bu konseptin uzaya taşınacağını düşünüyorum. Elektronik harbin siber güvenlik ile iç içe geçeceği kanaatindeyim. Elimden geldiğince bu alanda çalışmaya ve üretmeye devam edeceğim.” dedi.
2021 yılında Sağlık Bilimleri alanında TÜBİTAK Teşvik Ödülünü kazanan Doç. Dr. Elif Nur Fırat Karalar da “Uzun yıllardır temel biyolojide önemli keşifler yaptık. Gen değiştirme metotları büyük değişiklikler yarattı. Genetik hastalıklara sebep olan nedenleri bulunca tedavi noktası gelişmeye başladı. Ekibimde çok iyi bilim insanları yetişiyor, en büyük hedeflerimden birisi nitelikli insan kaynağı yetiştirmeye devam etmek.” ifadelerini kullandı.
Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer Tehditler(KBRN ) alanına dikkat çeken AYBÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, “YÖK’te biz de lisansüstü düzeyde farklı alanlarda çalışma yapılması için programlar açtık. Fizik, Kimya, Tıp, Mühendislik alanları kadar Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer Tehditler(KBRN) alanı da çok kapsayıcı hale geldi. Genç arkadaşlara Epidemiyoloji alanına yönelmelerini öneririm. Çünkü küresel dünyada virüsün sınır tanımadığını gördük.” tavsiyelerinde bulundu. Tufan ayrıca, “Genç kızlarımız farklı iş yükleri altında kendilerini baskı altında hissedebilirler. Bunun nedeni gençlerimize hayatı nasıl yöneteceklerini öğretmememiz. Bunu da yapmamız gerekiyor. Zaman planlaması gibi konularda gençlerimizi yetiştirmemiz gerekiyor.” çağrısı yaptı.
“Araştırma alanları için gençler TÜBİTAK ve YÖK’ün öncelikli alanlarını incelemeli”
2021 yılında Sosyal ve Beşeri Bilimler alanında TÜBİTAK Teşvik Ödülünü alan Prof. Dr. Burcu Özcan ise disiplinler arası çalışmanın önemine vurgu yaptı. Özcan, “Politika yapıcılara rehber olabilmek, çalışmalarımızla politika önerisi geliştirebilmek istiyorum.“ dedi.
2021 yılında Mühendislik alanında TÜBİTAK Teşvik Ödülüne layık görülen Prof. Dr. Elif Sertel de “İklim değişikliğini anlayabilmek için tarım alanları, orman alanları, su kaynakları, hava kirliliği gibi alanlarda izleme yapmak gerekiyor. Bu yüzden yer gözlem uyduları çok önemli. Büyük uydular maliyetli olduğu için küçük uyduların üretimi daha popüler hale geldi. Bu veriler arttıkça bunları işlemek de gerekecek. İşlemek için yeni algoritmaların geliştirilmesine ihtiyaç var. Onun için gerekli donanımsal ihtiyaçlar var. Gençler çalışma alanları konusunda tereddüt yaşıyorsa TÜBİTAK ve YÖK’ün öncelikli alanlarını incelemelerini öneririm.” değerlendirmelerinde bulundu.
“Biz dinlemeye, kendimizi değerlendirmeye ve yeni girişimlerde bulunmaya hazırız”
Panelin kapanışında tekrar söz alan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, panelde kişisel hikayelerini paylaşan kadın bilim insanlarının tecrübelerinin çok önemli olduğunu belirtti. Kendisinin üç danışmanı bulunduğunu ve bu üç danışmanın da kadın olduğunu vurgulayan Mandal, TÜBİTAK olarak kadın araştırmacıların sayısını artırma hususunda kendilerini geliştirmek için her türlü görüş ve öneriye açık olduklarını dile getirdi.