TÜBİTAK, Avrupa Komisyonu tarafından, Ufuk2020 Programı’nın son çağrısı niteliğinde açıklanacak olan Green Deal Çağrısı hakkında, 14 Temmuz 2020 tarihinde çevrimiçi bilgi günü düzenledi.
Çevrimiçi Bilgi Günü’ne Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Dışişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, AB Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da katıldılar.
Bilgi Gününün açılışı TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal tarafından yapıldı. Prof. Dr. Mandal, açılış konuşmasının ardından, “Daha Sürdürülebilir Bir Geleceğe Doğru Ar-Ge ve Yenilikte Birlikte Başarma Ufuk 2020 Programı Green Deal (Yeşil Mutabakat) Çağrısı Çevrimiçi Bilgi Günü” başlıklı bir sunum yaptı.
Ufuk2020 Programı’nın bu yıl itibariyle sona ereceğine, 2021 yılından itibaren Ufuk Avrupa Programı’nın başlayacağına dikkat çeken Prof. Dr. Mandal, Avrupa Komisyonu tarafından açılacak olan Ufuk2020 Programı Green Deal Çağrı sürecinin akıllı dönüşüm için fırsat olarak görüldüğünü, bu sürecin birlikte geliştirme yöntemiyle gerçekleşeceğini kaydetti.
Yeni TÜBİTAK’ın stratejik yaklaşımının, Ar-Ge ve yenilik çıktılarına ve etkilerine odaklandığını belirten Prof. Dr. Mandal, Ar-Ge ve yenilik süreçlerindeki dönüşümden söz etti. Prof. Dr. Mandal, bu dönüşümler arasında yer alan kavramlardan iş birliğinin, birlikte iş yapmaya dönüşmesinin Ufuk2020’nin de anahtar kelimesi olduğunu vurguladı.
TÜBİTAK’ın destek süreçlerinin 2018 yılından itibaren daha fazla kapasite oluşturmaktan ziyade, çıktı ve etki odaklı olarak yürütüldüğüne değinen Prof. Dr. Mandal, TÜBİTAK’ın süreçlerinin üç boyutu olan birlikte geliştirme, nitelikli bilgi ve nitelikli insan kaynağı yetiştirmenin Yeşil Mutabakat Çağrısında da görüldüğüne dikkat çekti.
TÜBİTAK’ın nitelikli insan kaynağı yetiştirme yönündeki destek programları olarak Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı, Ulusal Lider Araştırmacılar Programı ve Sanayi Doktora Programı’ndan bahseden Prof. Dr. Mandal, nitelikli bilgi üretimine yönelik programlar olarak da 1004 Yüksek Teknoloji Platformları, Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması ile Sipariş Ar-Ge ve Patent Lisans programlarına değindi.
Birlikte iş yapma ve birlikte başarma yaklaşımının uygulanabilir olduğunun, Covid-19 sürecinde görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Mandal, Covid-19 Türkiye Platformu tarafından yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Ülkemizin Ufuk 2020 Programlarında gösterdiği performansın, geçmiş dönemlere kıyasla arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Mandal, “Bu yılın sonuna gelindiğine ilk kez sürece yaptığımız maddi katkının aynı oranda dönebileceği bir dönem içindeyiz. Bu da heyecan verici bir gelişme” diye konuştu.
ERA-Chairs çağrısı ve Avrupa Araştırma Konseyi Starting Grant projesinin ülkemize taşınma başarısından söz eden Prof. Dr. Mandal, yedi projenin de Twinning Çağrısı kapsamında destek kazandığını bildirdi.
Geçmişte, uluslararası Ar-Ge projelerinde özel sektörümüzün sadece katılımcı olarak yer alırken, şimdi aynı zamanda koordinatör olarak da yer alabildiğini belirten Prof. Dr. Mandal, “Ufuk2020’de sorumluluğumuz arttı. Üç yeni proje kapsamında özel sektör koordinatörlüğümüz var. 11 Türk kuruluşuna Avrupa Komisyonundan 4,4 milyon euroluk geri dönüş oldu ” diye konuştu.
TÜBİTAK’ın stratejik yaklaşımı ile Ufuk Avrupa’nın stratejik çerçevesi karşılaştırıldığında, Ufuk2020’den Ufuk Avrupa’ya geçişte, birlikte geliştirme yönteminin anahtar kavramlarının nitelikli bilgi ve nitelikli insan kaynağı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Mandal, “TÜBİTAK, Ar-Ge ve yenilik sistemindeki dönüşüm sürecini Ufuk Avrupa Programı’ndan daha önce yürütmeye başladı. Bu nedenle Ufuk Avrupa’da çok daha başarılı ilerleyebileceğimizi düşünüyoruz. Öğrenme dönemi yaşadığımız süreçte liderlik yapma aşamasındayız” diye konuştu.
11 alt alanda 20 konu başlığı bulunan Çağrıya Eylül ayında çıkılacağı bilgisini veren Prof. Dr. Mandal, çağrı bütçesinin toplam 1 milyar Avro olduğunu belirtti.
Sistematik bir dönüşüm yapılmadığı sürece karşılaşılan sorunların tek bir disiplinle kendi başına çözülemeyeceğini dile getiren Prof. Dr. Mandal, karşı karşıya olduğumuz sorunların birlikte geliştirme ve birlikte iş yapmayla çözülebileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Mandal, katılımcıların sadece bugün düzenlenen bilgi gününde değil, istedikleri her an soru yöneltebileceklerini belirterek sözlerine son verdi.
Türkiye-AB arasındaki iş birlikleri uzun soluklu ve güçlü
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, etkinliğe katılımın yüksek seviyede olmasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek, Yeşil Mutabakat alanında ortak vizyon geliştirilmesinin gerekliliğini belirtti.
İklim değişikliğine karşı ortak mücadele edilmesi gerektiğini ifade eden Berger, Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat hedeflerine ulaşmak amacıyla yayınladığı plan kapsamında 1 trilyon avroluk sürdürülebilir yatırım finansmanının ayrıldığını söyledi.
Berger, Yeşil Mutabakat planının sadece iklim değişikliği sorununa yönelik çözümler getirmeyi amaçlamadığını, buna ek olarak büyüme ve ekonominin toparlanmasına yönelik destekler sağlayacağını ifade etti.
Türkiye-AB arasındaki iş birliklerinin uzun soluklu ve güçlü olduğunu belirten Berger, Türkiye’nin Ufuk2020 Programı’nda üye olarak yer almasının Türkiye Araştırma Alanı ile Avrupa Araştırma Alanı’nın birbirine yakınlaşmasına hizmet ettiğini söyledi.
Ufuk2020 ve IPA çerçevesinde TÜBİTAK ile iyi bir iş birliği içerisinde olunduğunu söyleyen Berger, TÜBİTAK’ın sadece Ufuk2020 programı ulusal koordinasyonundan sorumlu olmadığını, Rekabetçi ve Yenilikçi Sektör Programları altında desteklenen projelerde de faydalanıcı olarak yer aldığını ifade etti.
Türkiye’nin Ufuk2020 Programı’ndaki performansında gelişme olduğuna değinen Berger, bu gelişmenin daha da geliştirilebileceğini ifade etti. Berger, TÜBİTAK’ın Ufuk2020 programından daha fazla faydalanmasına yönelik geliştirdiği yeni aksiyon planını olumlu olarak değerlendirdi.
Berger, Ufuk2020 Yeşil Mutabakat Çağrısı’nın Türkiye ve Avrupa araştırma toplumları arasında başka bir fırsat iş birliği yaratacağına işaret ederek sözlerine son verdi.
Ufuk2020 ve Ufuk Avrupa’da yer almak devletimizin politikası
AB Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay da konuşmasında, küresel soğuk savaşa dikkat çekerek, bu savaşı kazanmadaki ana unsurun araştırma, geliştirme ve yenilikçilik olduğuna işaret etti.
Dünyanın yeni bir düzene gitme aşamasında olduğunu, Covid-19’un bunu hızlandırdığını ifade eden Bozay, Yeşil Mutabakatın çevre ağırlıklı olduğunu ama aslında bir büyüme stratejisi olduğunu dile getirdi.
Ülke olarak bizim de bu stratejide yer almamız, ciddi bir iş birliği ve çalışmaya girmemiz gerektiğini söyleyen Bozay, “Akademi, özel sektör, devlet herkesin bir arada olması gereken bir çalışma. Özellikle özel sektör, Ar-Ge ve yeniliğin sunduğu değişimi özümseyenler söz sahibi olacaklar bu süreçte” diye konuştu.
Dış politika boyutunun önemine dikkat çeken Bozay, TÜBİTAK ev sahipliğinde 8 Kasım 2019 tarihinde Brüksel’de düzenlenen “Cities of the Future 2019 (CoF2019)” Uluslararası Proje Pazarı etkinliğinden bahsetti. Bu etkinlikte müthiş bir tartışma ve bilgi akışı olduğunu hatırlatan Bozay, “Dünyadaki resimde bizim de olmamız gerekiyor. TÜBİTAK’la, AB Başkanlığıyla, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yakın iş birliği ve eşgüdüm içinde çalışacağız” dedi.
Bozay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da yurtdışındaki temaslarında Ufuk2020’den ve Ufuk Avrupa’dan bahsettiğini, Türkiye’nin bu platformlarda yer alma isteğini bildirdiğini hatırlatarak, bunun bir devlet politikası olduğunu ve TÜBİTAK’ın rolünün burada kritik olduğunu belirtti.
Türkiye kendi araştırma alanını oluşturdu, bu alanın AB ile uyumlu çalışmasını sağlayacağız
Dışişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı da konuşmasında, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne aday ülke olarak sekiz birlik programına katıldığını, bunların arasında en önemli ve en kapsamlısının Ufuk2020 ve takibinde Ufuk Avrupa olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin ufkunun Avrupa olduğunu kaydeden Faruk Kaymakcı, AB’ne giden yolun da bilimden, yenilikçilikten ve araştırmadan geçtiğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Avrupa Birliği Eşgüdüm Kurulu oluşturulduğunu hatırlatan Kaymakcı, “Bu kurulda daha fazla hangi AB programlarına katılabiliriz, bunlara bakıyoruz. 2021-2027 döneminde AB programlarına baktığımızda, 150 milyar avroluk bütçeden bahsediyorum. Bu fonlardan en iyi şekilde yararlanmamız önemli” diye konuştu.
Kaymakcı, mali dönüşlerden çok, Avrupa’nın ortak sorunlarını birlikte çözme kültürünün oluşturulmasının bizim açımızdan değerli olduğunu belirtti.
Üniversitelerin, özel sektörün, akademisyenlerin, diğer Avrupa ülkeleriyle ve oralardaki meslektaşlarıyla birlikte çalışmasının önemine işaret eden Kaymakcı, TÜBİTAK’ın araştırma kurumlarına, üniversitelere ciddi anlamda rehberlik sağladığını ifade etti.
Kaymakcı, şöyle devam etti: “Önümüzdeki dönemde, TÜBİTAK rehberliğinde Brüksel merkezli programlara başvurunun artacağını düşünüyoruz. Avrupa ülkelerindeki büyükelçiliklerimiz ve başkonsolosluklarımızla söyleşiler yapacağız, araştırma kuruluşları, üniversiteler, özel sektör ile Türk muhatapları arasında network kurulması için çalışma yapacağız.”
Bu tür bilgilendirme toplantılarını TÜBİTAK ile sık sık yapmak istediklerini belirten Kaymakcı, katılımcı anlayışla çok daha ileriye gidebileceğimizi, Türkiye’nin kendi araştırma alanını oluşturduğunu, bu alanın AB ile uyumlu çalışması için çalışacaklarını ifade etti.
Avrupa Birliği en önemli paydaşımız
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, ülkemizde büyük bir Ar-Ge yenilik ekosisteminin inşa edildiğini, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın destekleriyle, yerinde Ar-Ge çalışmalarının yapıldığını ifade etti.
Türkiye’nin güçlü insan kaynağı, alt yapısı ve kapasitesiyle hem bölgesel hem de küresel olarak önemli bir oyuncu olduğuna işaret eden Kacır, “Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki projelerde de ülkemizin önemli katkı sunacağına inanıyorum” dedi.
Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında biyoçeşitliliğin korunmasının, kirliliğin azaltılmasının amaçlandığını kaydeden Kacır, çevre ve iklim değişikliğinde ülkemizde gerekli mevzuatın oluşturulduğunu, çeşitli projelerin gerçekleştirildiğini ifade etti.
11. Kalkınma Planımızın odağında rekabetçi üretim ve verimliliğin yer aldığına işaret eden Kacır, 2023 sanayi ve teknoloji stratejimizde üretimde katma değerin artmasının amaçlandığını söyledi.
Sanayi ve teknoloji politikalarımızda yeşil üretim yaklaşımının ağırlığının artırılmasının hedeflendiğini belirten Kacır, “Alt yapı ve işletmelerin temiz üretime dayalı yeni yatırımlarını desteklemeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Bakanlık olarak Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde öngörülecek düzenlemelerin sanayimizi etkilememesi için çalışılacağını ifade eden Kacır, Ufuk2020 kapsamındaki bu son ve büyük bütçeli çağrının ulusal önceliklerimizle uyuştuğunu ve bu nedenle ülkemiz için önemli olduğunu belirtti.
Çağrıdan ülkemizin en üst düzeyde fayda sağlamasının önemine işaret eden Kacır, katılımcıları bu programa yakın ilgi göstermeye davet etti.
Kacır, Avrupa Komisyonu ile yürütülen müzakereler sonucunda, ülkemizin Ufuk2020’ye 2020 yılı için ödemesi gereken yaklaşık 80 milyon avroluk katkı payından muaf tutulmasının sağlandığını belirtti.
Ufuk Avrupa’ya doğru yol alırken kamu, sanayi, üniversite, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, girişimciler ve araştırmacılara güvendiklerini ifade eden Kacır, “Türkiye her alanda küresel düzeyde Ar-Ge çalışmalarına katkı verecek kapasiteye sahiptir. AB’ni en önemli paydaş olarak gördüğümüzün altını çiziyorum” diyerek sözlerine son verdi.
Konuşmaların ardından TÜBİTAK UİDB Daire Başkanı A. Mete Karaca, Ufuk2020 Programı Green Deal Çağrısı Genel Sunumunu; UİDB uzmanları da ulaşım, enerji, gıda ve çevre, malzeme ve imalat teknolojileri, ortak kesişen alanlar, Ufuk2020 enerji ve güvenli toplumlar alanları, araştırma altyapıları alanı çağrıları konusunda bilgiler verdiler. Katılımcıların sorularının yanıtlanmasının ardından etkinlik sona erdi.
Avrupa Yeşil Mutabakatı nedir?
11 Aralık 2019 tarihinde yayımlanan Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB sanayisinin 2050 yılına kadar dönüşümünü öngören bir strateji ortaya koyulmaktadır. Söz konusu Mutabakat, Avrupa Birliği üreticilerini, iklim değişikliği politikaları nedeniyle uyguladıkları yükümlülüklerin getirdiği dezavantajlardan korumak amacıyla AB sanayisinin rekabetçiliğinin korunmasını teminen sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasını uygulamayı öngörmektedir.
İklim değişikliği ve çevresel bozulmanın Avrupa ve dünya için varoluşsal bir tehdit olması ve bu zorlukların üstesinden gelmek için AB oluşumunu modern, kaynak verimli ve rekabetçi bir ekonomiye dönüştüren yeni bir büyüme stratejisine ihtiyaç duyulmaktadır.
Ufuk2020 Programı Green Deal (Yeşil Mutabakat) Çağrısı
Avrupa Komisyonu tarafından yukarıda belirtilen hedefler kapsamında Ufuk2020 Programı Green Deal Çağrısı açılacaktır. Çağrı, 2050 yılına kadar Avrupa kıtasını iklim nötr hale getirmek konusundaki genel hedefi ile bir dizi derinden dönüştürücü politikalar tasarlamayı, Ar-Ge ve yenilik projeleri yoluyla bu hedeflere katkı sunmayı amaçlamaktadır. 1 milyar Avro bütçeyle, yeni çağrı, mevcut durumun aciliyetine ve yeni Komisyon’un hedeflerine cevap veren iklim ve çevre ile ilgili zorlukların üstesinden gelmek üzere tasarlanmıştır.
Etkinlikte yapılan sunumlara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
1- TÜBİTAK Prof. Dr. Hasan MANDAL Sunum
2- UİDB Mete KARACA Green Deal Sunum
Source: New feed