Hayatı etkisi altına alan, alışkanlıklarımızı, yaşam tarzlarımızı etkileyen, değiştiren bir süreçten geçiyoruz. Bu sürecin bize bir kez daha gösterdiği en önemli gerçek, küresel olarak karşılaştığımız zorlukların çıkış yolunun bilim ve teknolojiden geçiyor olduğudur.
Türkiye olarak; Ömer Hayyam’dan Farabi’ye, İbn-i Sina’dan El-Cezeri’ye, Ali Kuşçu’dan Hezarfen Ahmet Çelebi’ye kadar uzanan çok zengin bir medeniyetin varisiyiz.
2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgın sürecinde, birikimimizi bir kez daha harekete geçirdik ve dünyanın yaşadığı probleme çözümler üretmek adına, Covid-19 Türkiye Platformu’nu kurarak, yüzlerce bilim insanımızla birlikte aşı ve ilaç geliştirme konusunda çalışmalarımız hızla devam etmektedir.
COVID-19 sürecinde adeta dünyaya nefes olan, hızlı bir şekilde üretilen ve dünyanın birçok ülkesine ihracatına başlanan, yerli ve milli solunum cihazımızın ilk adımlarında da yine TÜBİTAK olarak biz vardık.
Savunma Sanayinde yüzde 70’lere çıkardığımız yerli ve millilik oranına sağlık alanında da ulaşmak hedefindeyiz. Aynı başarıyı gıda arz güvenliği, biyogüvenlik, siber güvenlik ve iletişim altyapısı, tıbbi cihaz ile ilaç ve aşı alanlarında da yakalamak için çalışıyoruz.
Milli Teknoloji Hamlesinin en öncü kuruluşlarından biri olan TÜBİTAK, 24 Temmuz 1963’ten bu yana, ülkemizin bilim alanındaki istikametini belirleyen, bilim ve teknolojinin öncüsü olan, değişen çağa ayak uydurarak projelerinde ve politikalarında daima ülke yararını gözeten bir kurum olmuştur. Gelişmişlik düzeyinin belirlenmesinde en önemli ölçüt olan teknoloji ve bilimin ülkemizdeki teminatıdır.
TÜBİTAK, küresel rekabet ortamında ülkemizin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerini gerçekleştirmek üzere, 57 yıllık deneyimden aldığı güç ve cesaretle; yeni, büyük ve güçlü Türkiye’nin merkezine bilimi koymak, bilimin aydınlattığı yoldan ilerlemek için çalışmalarına devam edecektir.
Ülkelerin var olma çabalarının bilgiye sahip olmak üzerine kurulu olduğu bir çağda, bilgiyi; etkileşimle, iletişimle ve iş birliğiyle ne kadar daha nitelikli hale dönüştürebilirsek o kadar güce sahip olacağımızı biliyoruz ve TÜBİTAK olarak geleceğe bırakacak yeni hazineler üretmenin gayreti içindeyiz.
57 yıldır olduğu gibi bundan sonra da bilim ve teknoloji alanında ülkemizi dünyada temsil edecek projeleri desteklemeyi sürdürecek, bilim dünyasındaki hizmetleri taçlandıracağız.
Uluslararası alanda Türkiye'yi layıkıyla temsil etmeye, ulusal bilim ve teknoloji politikalarımıza katkı sağlamaya, Ar-Ge çalışmalarıyla toplumda farkındalık oluşturmaya, ürettiğimiz yerli ve mili teknolojilerimiz sayesinde hep beraber güçlü Türkiye’yi inşa etmeye, birlikte üretmeye ve birlikte başarmaya devam edeceğiz.
Bu duygularla, Başkanı olmaktan dolayı gurur duyduğum TÜBİTAK’ın 57. kuruluş yıldönümünü kutluyor ve nice yıllara bilim ve teknolojiyle yürümesini diliyorum.
Prof. Dr. Hasan Mandal
TÜBİTAK Başkanı