Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının koordinasyonunda, TÜBİTAK ve İtalya'nın Ankara Büyükelçiliği ortaklığında düzenlenen "2'nci Türkiye-İtalya İnovasyon Günü Etkinliği", Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, İtalya Dışişleri ve Uluslararası İş Birliği Bakanlığı Müsteşarı Manlio Di Stefano, İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Massimo Gaiani ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal'ın katılımıyla TÜBİTAK Feza Gürsey toplantı salonunda yapıldı.
Kacır, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, İtalya ve Türkiye'nin önemli ticaret ortakları olduğunu ifade ederek, ikili ticaret hacminin son 12 ayda yaklaşık 22 milyar dolara ulaştığını söyledi. Türkiye'nin, İtalyan yatırımcılar için cazibesini her zaman koruduğuna dikkati çeken Kacır, "Türkiye'de çeşitli sektörlerde 1500'e yakın İtalyan firması faaliyet gösteriyor. Son 10 yılda İtalya'dan Türkiye'ye yapılan doğrudan yatırım miktarı yaklaşık 3 milyar dolar. Bu rakamlar, İtalyan dostlarımızın Türkiye'nin potansiyeline inandığını ve ekonomisine güvendiğini açıkça gösteriyor." diye konuştu.
Kacır, mevcut rakamların tam potansiyeli yansıtmadığını dile getirerek, "Daha fazla İtalyan şirketinin Türkiye'ye daha yüksek miktarlarda yatırım yapmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Küresel tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılmasıyla birçok İtalyan şirketinin üretim üslerini çeşitlendirdiğini ve alternatif üretim merkezleri oluşturduğunu vurgulayan Kacır, Türkiye'nin güçlü üretim kapasitesi, genç ve eğitimli iş gücüyle yatırım için ideal bir lokasyon haline geldiğini bildirdi.
"Türkiye, Küresel İnovasyon Endeksi'nde tarihinin en iyi sıralamasına ulaştı"
Mehmet Fatih Kacır, ikili ilişkileri yenilik ve teknoloji alanında ilerletmenin, endüstriyel iş birliğini daha verimli hale getireceğini ve her iki ülkenin de araştırma kapasitesini arttırdığını anlattı. Fırsatlarına rağmen, işletmeler için dijital dönüşümü takip etmenin birçok zorluğu olduğunu ifade eden Kacır, Türkiye'nin düzenleyici ortamı iyileştirme ve altyapıya yatırım yapma konusunda önemli ilerleme sağladığını söyledi. Kacır, bunun rakamlarla da kanıtlandığını belirterek, "Türkiye, Küresel İnovasyon Endeksi'nde 10 basamak yükselerek 41'inci sıraya çıktı ve tarihinin en iyi sıralamasına ulaştı." dedi.
" 2023'e kadar 7 yeni model fabrika açmayı planlıyoruz"
KOBİ'lerin dijital dönüşümü için bir yol haritası hazırladıklarını anımsatan Kacır, bu dönüşümün insani yönüne dikkati çekti. Kacır, dijital dönüşümün hızı arttıkça ve robotlar insanların yaptıkları görevleri üstlendikçe birçok işin gereksiz hale geleceğini, buna karşın yeni istihdam alanları da oluşabileceğini anlattı. Bu noktada, gelecek nesli iş gücünün dönüşümüne hazırlamanın ve mevcut iş gücünü dönüştürmenin önem kazandığını dile getiren Kacır, "Bu nedenle insan sermayesini geliştirmeyi önemsiyoruz. Türkiye'deki yazılımcı sayısını 500 bine çıkarmayı hedefliyoruz." diye konuştu. Kacır, model fabrikalarda Türk girişimcilerini ve çalışanlarını yalın üretim yöntemleriyle tanıştırdıklarını belirterek, bu fabrikalardan 8'inin faaliyete geçtiğini ve 2023'e kadar 7 yeni model fabrika açmayı planladıklarını aktardı.
"Yeşil dönüşümü hızlandırma ihtiyacı doğrultusunda yatırım teşviklerini ve ulusal standartları yeniden yapılandıracağız"
İtalyan ortaklarla iş birliğini genişletmeyi hedeflediklerini vurgulayan Kacır, dijital dönüşümün İtalyan hükümeti için de bir politika önceliği olduğunu dile getirdi. Kacır, "Dijital dönüşümle ilgili kamu politikalarını, projelerini ve iyi uygulamalarını paylaşmanın her iki taraf için de faydalı olacağına inanıyorum." ifadesini kullandı. Yeşil Mutabakat Eylem Planı'nın, Türkiye'nin daha sürdürülebilir, kaynakları verimli kullanan ve yeşil bir ekonomiye geçişine katkıda bulunacağına işaret eden Kacır, yeşil dönüşümü hızlandırma ihtiyacı doğrultusunda yatırım teşviklerini ve ulusal standartları yeniden yapılandıracaklarını söyledi.
Mehmet Fatih Kacır, başarılı bir yeşil dönüşümün uluslararası ortaklık gerektirdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Bu noktada, Avrupa Birliği’nin (AB) yeşil dönüşümdeki öncü rolünü memnuniyetle karşıladığımızı yinelemek istiyorum. AB'nin de başta sınırda karbon düzenleme mekanizması ve teşvik programları olmak üzere yeşil dönüşüm programlarını Türkiye ile iş birliği içinde hayata geçirmesini umuyoruz. AB programlarından daha fazla yararlanmak için İtalyan meslektaşlarımızla yakın iş birliği içinde çalışmaya her zaman hazır olduğumuzu vurgulamak isterim."
“Gelecek dönemin itici gücü olacak akıllı dönüşüm hedefleri birçok ekonomik fırsata kapı aralayacak”
İtalya Dışişleri ve Uluslararası İş Birliği Bakanlığı Müsteşarı Manlio Di Stefano, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, akıllı şehirler ve dijitalleşme gibi akıllı dönüşüm hedeflerinin birçok ekonomik fırsat doğuracağını söyledi. Di Stefano, konuşmasında, yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını ve küresel iklim değişikliği nedeniyle dünyanın zor zamanlar geçirdiğini belirterek, girişimcilik ve teknolojinin iklim değişikliğiyle mücadelenin yanında sürdürülebilir ekonomik büyümenin de sağlanması için önemli olduğuna işaret etti. Teknoloji ve girişimciliğin öneminin salgın döneminde daha iyi anlaşıldığına vurgu yapan Di Stefano, "Üniversiteleri, araştırma merkezlerini ve şirketleri ortak hedefler doğrultusunda iş birliğine teşvik etmek hayati öneme sahip. Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, akıllı mobilite, yapay zeka, akıllı şehirler ve dijitalleşme gibi gelecek dönemin itici gücü olacak akıllı dönüşüm hedefleri birçok ekonomik fırsata kapı aralayacak." dedi. Di Stefano, salgının ayrıca uluslararası iş birliğinin önemini gösterdiğine dikkati çekerek, "Hiçbir ülkenin küresel sorunlarla tek başına mücadele etme kapasitesi yok. Bu düşünceyle İtalya, G20 dönem başkanlığı çerçevesinde insan, gezegen ve refah başlıklarına odaklandı." diye konuştu. Salgına rağmen ülkesinin girişimci ekosistemine yatırımın arttığını kaydeden Di Stefano, ülkesinin bu yatırımlara desteğinin sürdüğünü söyledi.
“Akıllı bir gelecek için küresel çapta iş birliği yapmalıyız"
Di Stefano, Türkiye-İtalya ilişkilerine de değinerek, iki ülke şirketlerinin birbirine güvendiğini ve birbirine bağlı endüstrilerinin olduğunu belirtti. Akıllı dönüşümün rekabeti arttıracağına ancak buna rağmen en yenilikçi sektörlerde iş birliğinin sürmesi gerektiğine dikkati çeken Di Stefano, "Daha akıllı bir gelecek için küresel çapta iş birliği yapmalıyız. Türkiye ve İtalya’nın iş birliğini geliştirebileceği ve en iyi örnekleri alabileceği iki önemli sektör var. Bunlar yeşil dönüşüm ve dijitalleşme." ifadelerini kullandı. Di Stefano, G20 çatısı altındaki iki ülkenin de deneyimlerini paylaşma konusunda kararlı olduğunu vurgulayarak, Türkiye’deki teknoparklar ve İtalya’daki yükselen girişimciliğin İnovasyon Günü'nde masaya yatırılacağını da sözlerine ekledi.
"Türkiye'nin teknoparkları İtalya’ya örnek olabilir"
İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Massimo Gaiani ise konuşmasında, etkinlik kapsamında masaya yatırılacak Yeşil Mutabakat, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme konularının Avrupa Birliği ve G20 için de önemli konular olduğunu ifade etti. İki ülke arasında girişimcilik alanındaki ikili ilişkileri geliştirme konularının değerlendirileceğini söyleyen Gaiani, "Dijitalleşme alanında da paneller düzenlenecek ve Türkiye’nin de büyük başarıya ulaştığı yapay zeka ile yeni teknolojilerin iş hayatına uygulanmasına odaklanılacak. Türkiye’nin ulusal teknoparkları geliştirme, yatırım ve teşvik programları İtalya’nın örnek alabileceği ve gelecekte kendi iş dünyamız ile girişimcilik ekosistemimize uygulayabileceğimiz çalışmalar." diye konuştu.
"Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumlu öncelikler TÜBİTAK destek programlarına yansıtıldı"
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da sunumunda, son yıllarda küresel sorunlara yönelik çözüm odaklı anlayışa daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirterek, Ar-Ge ve yenilik süreçlerindeki değişime vurgu yaptı. Mandal, yeni tip COVID-19 salgını sonrasındaki dönüşümlerde TÜBİTAK destek programlarında stratejik bir yaklaşım uygulandığını ifade ederek, Ar-Ge ve yeniliğin ekonomik, sosyal ve ulusal güvenlik gibi etkilerine daha fazla odaklanıldığını söyledi. Türkiye'nin 2053 yılında sıfır emisyon hedefi doğrultusunda TÜBİTAK'ın bilim tabanlı fırsatları desteklediğini dile getiren Prof. Dr. Mandal," Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumlu öncelikler TÜBİTAK destek programlarına yansıtıldı. İlk etapta bu çerçevede 90 proje desteklendi." dedi.
“Türkiye ve İtalya iş birliği Avrupa Yeşil Mutabakatı ve dijital dönüşümüne yönelik katlanarak artan bir etkiye sahip olacak”
Prof. Dr. Mandal, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile eşgüdüm halinde yürütülen Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası ve TÜBİTAK'ın Uluslararası Lider Araştırmacılar ve Öncül Ar-Ge Laboratuvarları Destekleme programlarındaki gelişmeleri de anlattı. TÜBİTAK'ın İtalya Ulusal Araştırma Konseyinin (CNR) de içinde bulunduğu 64 ülkeden 91 kurumla yaptığı ikili iş birliklerine değinen Mandal, "Türkiye ve İtalya kurumları arasındaki artan iş birliği Avrupa Yeşil Mutabakatı ve dijital dönüşüme yönelik katlanarak artan bir etkiye sahip olacak." değerlendirmesinde bulundu.
“Daha fazla etki oluşturmak için birlikte çalışmalıyız”
Prof. Dr. Mandal, Türkiye’nin Ufuk Avrupa’nın önemli bir paydaşı olduğuna vurgu yaparak, bu program kapsamında Türkiye’nin en fazla İtalya ile ortak proje yaptığını kaydetti. Uluslararası iş birliklerinin inovasyon açısından çok önemli olduğunu belirten Mandal, “Daha fazla etki oluşturmak için birlikte çalışmalıyız.” çağrısı yaptı.
Bilgi üreten ve bilgiyi kullanan kurum ve kuruluşların birlikte çalışma prensibiyle hareket etmesi gerektiğine vurgu yapan Mandal, böylelikle bilgiyi ortak kullanarak küresel sorunlara daha hızlı çözümler üretilebileceğini söyledi. Covid-19 Türkiye Platformunu bu açıdan örnek gösteren Mandal, ilaç ve aşı konusunda birlikte çalışarak daha fazla sonuç elde edildiğine dikkat çekti. Büyük platformlar ile daha fazla etki yaratılacağına ve çözüm üretileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Mandal, potansiyeli arttırma yönünde çalışmaların devam ettiğini kaydetti.
Prof. Dr. Mandal, “Global sorunları çözecek potansiyelimiz var.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
2’nci Türkiye-İtalya İnovasyon Günü Etkinliği açılış konuşmalarının ardından Yeşil Dönüşüm ve Dijitalleşme başlığında düzenlenen iki farklı yuvarlak masa toplantısıyla sona erdi.